Sütlüoğlu, genel müdürlük brifing salonunda düzenlediği basın toplantısında, kasım ayında bağımsız araştırma şirketinin yaptığı araştırma sonucu ÇAYKUR`un "en sevilen marka" ödülü aldığını, Endonezya ve Çin`deki toplantılara katıldıklarını belirtti. KİT Komisyonu toplantısının çok verimli geçtiğini ifade eden Sütlüoğlu, Tunceli Milletvekili Kamer Genç`in dışında aleyhte oy kullanılmadığını, iktidar ve muhalefet partilerinin vekillerinin lehte oy kullandığını ve 2012 faaliyet raporunun onaylandığını kaydetti. ÇAYKUR`un sosyal amaçlı bir kuruluş olduğunu, üreticilere ve 77 milyon tüketiciye karşı sorumlulukları bulunduğunu vurgulayan Sütlüoğlu, şunları söyledi: "ÇAYKUR sadece sadece kara odaklanmış bir kuruluş değildir. Kar ikinci plandadır, birinci planda halkımızın memnuniyeti vardır. 2013 yılında işçilerimizin geçmiş yıllarda ödenmeyen haklarını ödedik. İşçilere toplamda 45 milyon ödeme yaparken zararımız 39 milyon lira. 10 milyona yakın organik üretimi teşvik için destek veriyoruz. Bu, geleceğimizi kurtaracak bir yatırımdır. 2011 yılında 74 milyon lira zarar ettik. 2012 yılı zararı 64 milyona düşürdük. 2013 yılında 39 milyona zarar çekmişiz. Bu sene de yılı zararsız kapatmayı hedefliyoruz. Kuru çayda satışlarımız geçen sezon 133 bin 500 ton ile rekor kırdı. Bu sezon 140-150 bin arasında bir satış gerçekleştireceğiz. Bu son derece olumlu bir gidişattır." - ÇAYTAŞ`A para aktarıldığı iddiası Kendisine yönelik ÇAYTAŞ üzerinden çok fazla eleştiri geldiğini, 139 milyon liranın ÇAYTAŞ`a aktarıldığı yönünde yazılanların tamamen yalan olduğunu belirten Sütlüoğlu, "ÇAYKUR`dan ÇAYTAŞ`a bir kuruş bile aktarılmıyor. Bu yapı 2006`da kurulan doğru bir yapılanmadır. Bir devlet kurumu olan ÇAYKUR`un satış faaliyetlerini artırıcı faaliyetler yapmak için kurulan bayilerin oluşturduğu bir şirkettir. ÇAYTAŞ`ın toplam bütçesi bile 139 milyon lira değildir. ÇAYTAŞ, ÇAYKUR`a fayda sağlanmak için kurulmuş, ortaklarına bir kuruş bile aktarmamıştır" ifadelerini kullandı. ÇAYTAŞ gelirlerini ÇAYKUR`un tanıtımı ve pazarlama faaliyetleri için harcadığını vurgulayan Sütlüoğlu, "Paketleme fabrikalarımız yetersiz kaldı. Bunu ÇAYKUR tek başına ancak birkaç senede çözebilirdi. ÇAYSAN`a bir makine, ÇAYTAŞ`a dört makine aldırdık. Sıkıntımızı hızlı bir şekilde giderecek desteği vermiş oldu. ÇAYTAŞ`ın 2013 yılı net karı 2 milyon 715 bin liradır ama makine desteği 2 milyon 700 bin liradır" dedi. Güneydoğu`da satışların yüzde 100 arttığını ifade eden Sütlüoğlu, "ÇAYTAŞ eksik kaldığımız yerlerde bize katkı sağlıyor. Doğuda tanıtım için 1,5 milyon lira destek sağlamış. Araştırmalar için 6 milyon lira harcamış, soğuk çay için 1,6 milyon lira destek sağlamıştır. Makinelerle 16 milyon lira ÇAYTAŞ, ÇAYKUR`a destek vermiştir" diye konuştu. - ÇAYKUR üzerinden siyaset yapılmıyor Rize`de çay ve ÇAYKUR üzerinden siyaset yapmanın faydalı olmayacağını herkesin bildiğini belirten Sütlüoğlu, "Seçimlerde çayla ilgili aleyhte hiçbir şey söylenmedi. Bugüne kadar çay hep siyasette konuşulurdu. Siyaset yaptığım yıllarda önüme hep çayla ilgili şeyler gelirdi. Artık çayla ilgili milletvekillerine şikayet gitmiyor" şeklinde konuştu. Çaydan umudunu kaybedenlerin yüzlerini yeniden çaya döndüğünü ve çayın tekrar umut olduğunu kaydeden Sütlüoğlu, "Randevulu sistemle üreticiler dönüp çaylarını toplamaya başladı. İnsanlar üretimlerini rahat yapıyor. Çay alımevleri geçmişte miting yerleri gibiydi. Çayda bir saadet ve huzur dönemi yaşıyoruz" dedi. ÇAYKUR Genel Müdürlüğü görevine bir hesapla gelmediğini vurgulayan Sütlüoğlu, "Gelecekte hayırla yadedilmek için geldim. Çok şükür bunu da başardım. Muğlalı Zihni Derin bu bölgede en çok bilinen, tanınan isimdir. Bugün herkes ondan bahsediyor ve hayırla yadediyor. Çayı araştırmak için buraya gelen bir ziraat mühendisiydi" ifadelerini kullandı. - Soğuk çay satışları Soğuk çay sektöründe geçen sene 40 milyon litre satış yaptıklarını ifade eden Sütlüoğlu, "Bu sene soğuk çay satışımızı 60 milyona çıkacağız. Pazarı yüzde 100 büyüttük. Bu kadar kısa sürede ve az bir bütçeyle bunu başarmak dünyada ilk defa oluyor. Soğuk çaydaki başarı iktisat, işleme fakültelerinde bir başarı hikayesi olarak okutulmalıdır" değerlendirmesinde bulundu. Güçlü bir markayı batırmak için uğraşmanın, bunu Rizeli ve Türk olarak yapmanın vicdana sığmayacağını vurgulayan Sütlüoğlu, "Bu işten kim sevinir? İsrail ile bağlantısı olan birtakım rakip markaların hoşuna gidecek. Didi`yi sadece piyasadan bir kez topladık, pıhtılaşma nedeniyle. Rakiplerimiz defalarca topladılar" diye konuştu. Çaya kalıcı çözüm bulmak için uğraştıklarını kaydeden Sütlüoğlu, "Çaylıkları yeniden ruhsatlandıracağız. Her meselede elini taşına altına koyan bir yönetim ve kurumu zedelemek kime zarar verir? Kapasiteleri artırarak halkımıza katkı verdik. Son bir yılda bin ton kapasite artırımı yaptık. 35 yılda yapılamayanları 3 yılda yaptık. Sürekli hareket halindeyiz. Bunu turistik seyahat olarak yorumlayanlar var. Gece gündüz çalışıyoruz. Bu gayretleri sekteye uğratmaya yönelik yayınlar kime zarar getirir? Bunu bilmek gerekir" ifadelerini kullandı. Stevya bitkisine yönelik çalışmaların devam ettiğini belirten Sütlüoğlu, "Stevya yılda üç kez üretilebiliyor. Birçok bölgede sadece yılda bir kez üretilebiliyor. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde stevya pazarının 8-10 milyar büyüyeceğini biliyoruz. Bu yönde çalışmalarımızı yoğunlaştırmış durumdayız" dedi. - Beyaz çayla ilgili Japonya`da yapılan çalışmalar Çayda kalitenin artırılması ve farklı pazarlara yönelmek için çalışmaların sürdüğünü vurgulayan Sütlüoğlu, "Çayda katma değeri yüksek ürün elde etmenin peşindeyiz. Beyaz çay üzerinde de Japonya`da bir uzman ve eczacı arkadaşla çalışma başlattık. Çayın kansere karşı etkili olduğu, kolesterolü düşürdüğü, kalp damar hastalıklarına iyi geldiği biliniyor" diye konuştu. Sütlüoğlu, beyaz çayın en değerli yeri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Beyaz çay en konsantre çaydır ve tesiri en yüksek çaydır. Gerek yurt dışı gerek yurt içinde uzman kuruluşlar tarafından bilinen, ifade edilen bir husus. Sağlık açısından önemli olduğu biliniyor. Beyaz çayda JP53 kodlu bir madde tespit edildi. Sağlıklı hücrelere zarar vermediği ve kanserli hücrelere etki ettiği görülüyor. Bundan hareketle ilaç üretilebilir. Daha çok ham ve işin başında bir konu olduğu için fazla detaya girmek doğru değil. Çalışmalar devam ediyor." Kaynak:Rizedeyiz.com