Cumhuriyet Halk Partisi Ardeşen’de 30 Mart 2014’te yapılacak yerel seçimlere iddialı hazırlanıyor. Belediye Başkan adayı Tahsin Ocaklı ile Ardeşen’i ve projelerini konuştuk.

Röportaj: Deniz VARLI-Fehmi DEMİR / AjansRize

“Halkımızla bire bir iletişim kuruyoruz. Burada yaşamanın avantajı var. Ben şu ana kadar yaptığım bütün ziyaretleri Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ardeşen Belediye Başkan Aday adayı olarak gerçekleştirdim. Şimdi partimin ve partililerin teveccüh göstermesiyle aday olarak devam ediyorum.” diyen Ocaklı, seçim çalışmalarına Mayıs ayında başladığını, tek aday adayı olduğu için bugüne kadar aday adayı olarak yaptığı çalışmaları adaylığının açıklanmasından sonra CHP Ardeşen Belediye Başkan adayı olarak sürdürdüğünü söyledi. CHP Ardeşen Belediye Başkan Adayı Tahsin Ocaklı, uzun zamandır sahada olması nedeniyle, CHP’nin diğer partilerden ve aday olacaklardan bir adım önde olduğunu ifade ederek, “Özellikle vatandaşlarımızdan aldığım izlenim, bu seçimi kazanacağımıza olan inancımı kuvvetlendirmektedir.” diye konuştu.

Ardeşen, geçmişte solun güçlü olduğu bir ilçe olmasına rağmen, son 20 yıldır yerel yönetimin sağ partilerde olması sizce bir çelişki değil mi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Siyaset 12 Eylül’den sonra farklı bir hal aldı. 12 Eylül, toplumun örgütlü yapısını paramparça ederek, asıl darbeyi sola indirdi. Sendikalar, dernekler kapatıldı, meslek odaları iktidar sahiplerinin arka bahçesine çevrildi. Toplum baskı altına alınarak, solun savunduğu özgürlükler ortadan kaldırıldı. Bu bir emperyalist hazırlıktı ve bu hazırlığın sonucu olarak diktatörlük sistemi 12 Eylül’den sonra yerleşmeye başladı. İhtilalden önce Ardeşen gerçekten soldu. 1970’li yıllarda yazlık kışlık sinemalarımız vardı. Kadınlarımız ve kızlarımız daha fazla sosyal alandaydı. Özgürlükler daha fazlaydı. Ama şimdi, 2014’de görüyoruz ki, özellikle kadınların ve çocukların alan paylaşımında yeri yok gibi.

12 Eylül ile beraber ülkede gelir dağılım dengesi giderek bozuldu ve halk yoksullaştırılarak açlık tehdidi ile karşı karşıya bırakıldı. Bugün şikayet edilen makarna-kömür ile oy toplamaya çalışan anlayışlar türedi. Özellikle insanlar yoksullaştırılarak kontrol altına alınmak istendi ve bu konuda maalesef başarılı da olundu.

DİRENİŞ TEKEL İLE BAŞLADI

17 Aralık’tan sonra ortaya çıkan durum, Türkiye’deki TEKEL direnişiyle başlayıp, Gezi direnişiyle devam etti, 17 Aralık’a gelinen süreçte bugün bizi yönlendirenlerin kimliğiyle ilgili çok güzel veriler ortaya kondu. Yolsuzluk ve yoksulluk iktidar yolunda politika olarak kullanılırken, tam içine düştükleri ortaya çıktı. İstismar ile iktidar olmanın artık bir karşılığı olmadığını, ülkede baskı ve şiddet ortamının olduğunu çok tutuklu gazetecinin, akademisyenlerin konuşamadığı dönemde bir de üstüne 17 Aralık meselesi ortaya çıkınca, şimdi ben insanların fikrinin yavaş yavaş değiştiğini ve bir dönemin daha sona ermeye başladığını görüyorum. Rizeli bir hemşerimiz olan Şevki Yılmaz’ın bir sözü ne kadar hazin bir durumda olduğunu gösteriyor. Şevki Yılmaz; ‘Bu başbakanı sevmeyen vatan hainidir’ diyor. İşte bu söz, mevcut iktidarın çaresizliğinin resmidir.

Ardeşen halkı neden Tahsin Ocaklı’ya oy vermeli?

İstanbul’un birçok ilçelerinin planlamasında ve uygulamasında rol alan birisiyim. Asıl yapmak istediğim şey büyük şehirde almış olduğum kent kültürünün burada uygulanabilirliğini sağlayabilmektir. Benim esas amacım budur. Tabii ki, bir kanalizasyonu, bir içme suyunu her belediyeci yapabilir fakat büyük şehir kültürü almak ve bu kültürün üzerine deneyimini de katmak gerekiyor. Tam da bu noktada ben kendime güveniyorum ve bu ilçeye çok şey katabileceğimi düşünüyorum.

ARDEŞEN’İN TEK ÇIKAR YOLU TURİZMDİR

Ardeşen’in sorunları neler, hangi projeleri gerçekleştireceksiniz?

Bu ilçenin tek çıkar yolu turizmdir ve başa çıkar yolu yoktur. Endüstriyle ilgili, tarımla ilgili bir gelecek bekleyenler yanlış bir beklenti içerisindedir. Allah’ın bize bahşettiği bu tabiat, bu doğal miras koruma ve kollama tedbirleri alınarak işlevsel hale getirilmelidir. Biz bunu yapacağız.

PAMUKKALE’DEN DAHA FAZLA POTANSİYELİMİZ VAR

Denizli’nin Pamukkale İlçesi’nde sadece beyaz taş (travertenler) bir de sıcak su var. Oraya her gün yüzlerce otobüs, binlerce turist gider. Bizim sıcak suyumuz yok mu; var. Ilıcalarımızdan sıcak suyumuz akıyor. Bizim inanılmaz bir coğrafyamız var. Dünya’da koruma altına alınmış iki yüz tane vadiden biri bizde. Eğer bu vadi yabancıların elinde olsaydı, burası tam bir turizm cenneti haline gelirdi. Ne yazık ki, yıllardır bu bölgede etkin olan iktidarlar turizm potansiyelini doğru kullanamamıştır. Biz buraların doğru kullanımıyla ilgili ciddi tedbirler getireceğiz, projelerimizle bölgemizi turizm için cazibe merkezi haline getireceğiz.

Sizin Başkanlığınız döneminde anlaşılıyor ki, turizm birinci öncelik olacak. Buna paralel olarak Ardeşen’de eksikliği hissedilen diğer konular neler?

ARDEŞENLİLER 20 YILDIR UYUTULDU

20 yıldır aynı anlayışa sahip belediye başkanları burayı yönetiyor. 20 yıl boyunca bize önce sizi il yapacağız dediler, olmadı. Sonra üniversite getireceğiz, dediler, bir fakülte bile yapmadılar. Organize sanayi bölgesi yapacağız dediler, onu da yapmadılar. Ama buna karşılık ilçenin kurumsal kimliklerinde ciddi kayıp var. Hastanenin, adliyenin, herhangi bir bölge müdürlüğünün olmayışı bu ilçede ciddi kayıplara neden oldu. Hastanenin bu ilçeden taşınmasıyla taşınmazların değeri düştü. Bu ciddi bir şeydir. Hastaneye mesela taksicilerimiz gidemiyorlar. Pazar ilçesinin esnafının olması gerekiyor.

KENT KİMLİĞİ KENT MEYDANIDIR

Bir ilçenin kimliği dediğimiz şey kent meydanıdır. Kent meydanı o ilçenin kimliğini belli eder. Bizim bunun için bir yerimiz vardı, o da heba edildi. Merkez Camii’nin etrafı yanlış yapılanmayla heba oldu. Oradaki yapılanmadan AKP’ye oy veren seçmenin dahi 95’i memnun değil. Size oy veren seçmenlerin memnun olmadığı bir şeyi yapmak en büyük yanlışı yapmaktır. Otogar beklenilen karşılığı veremiyor. Otobüsten indiğinde tuvaletine gidilemeyen bir yerin otogar olarak işlevselliği olabilir mi? Hala otopark sorunumuz devam ediyor.

MEZARLIK SORUNU HAD SAFHADA

Burada bir gelenek oluşmuş. Ölülerimizi kendi bahçelerimize gömmek… Bu geleceğe yapabileceğimiz en büyük ihanettir. Ama bunun ortaya çıkmasına neden olan şey de o ihtiyaca cevap verilmemesidir. Köy ve mahallelerde toplu mezarlıkların olmasını sağlamayan yöneticilerdir bunun sorumluları. Asri mezarlık yapmayan yöneticiler, insanların kendi bahçelerini mezarlık yapmalarına neden oluyor ve böylece gelecek nesillere karşı çok büyük bir suç işlemiş oluyorlar. Bir belediye, yakınını kaybeden birinin evine din görevlisini de gönderecek, mezarlığını da kazdıracak, taziye yerini de halledecek. Cenaze sahibi, bir yandan acısını yaşarken, bir yandan da diğer prosedürlerle uğraştırmamak belediyenin görevidir.

BELEDİYEDE ÇALIŞAN BİR TEK KADIN YOK!

Kadınların sosyal yaşam alanlarını genişletmek adına çalışmalarınız olacak mı?

Kadınlarımızın Ardeşen’de alan kullanımı neredeyse hiç yok. Yani kadınlarımızın ve çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak parklarımız yok. Ardeşen belediyesini yıllardır yönetenler kadınları yok saydılar. Belediyede 74 çalışan var, içlerinde tek bir kadın yok! Bu, kadınlarımızı yok saymanın ta kendisidir. Kadınların belediyede varlığı o belediyeyi ziyaret eden vatandaşın kendisine çeki düzen vermesini sağlar. Bunu düşünemezseniz, siz kadını yok saymış, kasten bu fiili durumu meydana getirmişsiniz demektir.

MERKEZ CAMİİ ETRAFI MEZBELELİK OLDU
2004 seçimleri sonrası seçilen belediye başkanına gittim ve ‘ben senin seçilmemen için çok uğraştım ama sen seçildin. Artık benim de belediye başkanımsın. Bundan sonra Ardeşen için yapacağın projelerde deneyimli bir inşaat mühendisi olarak benden danışmanlık alabileceğini ve bunun için hiçbir bedel gerekmediğini dile getirmek isterim’ dedim. Ama o günden bugüne kadar bir kez olsun fikir sorma ihtiyacı duymadı, bana Ardeşen ile ilgili hiç bir şey sorulmadı. Oysa ki, sorulsaydı, Merkez Camii’nin etrafında bu kadar kötü yapılanma ortaya çıkmazdı. 550 metrekarelik bir kültür merkezi binasının büyük bir bölümü merdiven kovasıyla işgal edilip, fonksiyonel olmayan bir yapı ortaya çıkmazdı.

Editör: TE Bilisim