<div class="content"> <div id="newstext"> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;"><br /> </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Hocaefendinin Türkiye’nin tanıtımında <b>“devlet adına yürütmüş olduğu”</b> çalışmaların ne kadar önemli olduğunu önceki yazılarımda da ifade etmiştim. ABD’nin <b>“cola”</b> ile yaptığını Hocaefendi dünyanın birçok yerinde hizmet veren okullarıyla yapıyor. Büyük devlet olmanın önemli emarelerini taşıyan bu küresel hareketin öncülüğünü yapıyor…</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Eyvallah…</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Bunun ötesinde;</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Hocaefendinin siyasi beyanatları ve tercihlerinin ıstıraplı olan taraflarına şahit olduk. En son Mavi Marmara olayında <b>“İslam ümmetinin psikolojik olarak ittifak ettiği bir konuda” </b>aykırı düşünce serdetmiştir. <b>“Otorite”</b> olarak İsrail’i tanımıştır. Hatasız kul olmaz… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Öncesi itibarıyla Rahmetli Erbakan Hoca, her platformda Hocaefendiyi taltif etmesine rağmen, bir kere olsun Erbakan hocanın Milli Görüş hareketine destek çıkmamıştır. Rahmetli Bülent Ecevit’in Demokratik Sol Parti’sine bile destek çıktığını düşünürseniz…</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Ama aynı desteği Erbakan hocanın görmeyişi, kırgınlığı da beraberinde getirmiştir. Bırakın destek vermeyi, 28 Şubat sürecinde <b>“Hükümeti bırakmalı, ülkeyi daha fazla germemeli”</b> diyerek zalimlere cesaret verildi. Hadi buna da maslahata binaendir diyelim…</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Cemaatte herkese gösterilen hoşgörü bir türlü siyasal İslamcılara gösterilemedi. Bir zamanlar Kanal 7 televizyonunu seyretmek veya Erbakancıların toplantılarına iştirak etmek, hizmet yurtlarından atılma sebebi olabiliyordu… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Buna rağmen her defasında kendileri gözetilmiştir. Hizmette yanlarında olmuşlardır. Televizyonları kurulurken Milli Görüşçülerin de büyük katkısı olmuştur. Toplanan paralar, şu anki televizyon kanallarına dönüşmüştür. Gazeteleri çıktığında da Milli Görüşçüler abone olmuşlar, destek vermişlerdir. Ümmet olma bilinciyle hareket edilmiştir…</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Her kesime, her dinin mensuplarına hoşgörü mesajları oldu, ama sıra İslamcılara gelince…</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Milli Görüşçüler bu iltifattan mahrum kalıyordu. Erbakan hocanın vefatında bile 1 satırlık taziye ile geçiştirebilen cemaatin lideri, Deniz Baykal’ın seks skandalına karşı bir sayfalık aklama içeren name kamuoyuyla paylaşıldı…</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Bütün olumsuzlukları bir <b>“eziklik”</b> olarak değil, <b>“kardeşlik”</b> hukukuyla söylüyorum… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Zengin sermayedar kesimle çok hoş geçindiler. Garip guraba ise aynı iltifatı kendileri görmedikleri halde onları takdir etmek ve tanıtmakla meşgul oldu. Taban adeta cemaati ve liderini <b>“kutsadı”</b> eleştirisi var. Bunu ben anlayabilirim ama bir başkasına nasıl izah edeceksiniz. Yapılan her eylemi kutsamak gibi bir çaba var. Buna en bariz örnek; Türkçe olimpiyatları olmuştur. <b>“Peygamber Türkçe olimpiyatlarına teşrif etti” </b>denildi. Öte yandan sosyal medyada <b>“bu peygamber Rabia meydanına hiç niye uğramıyor”</b> cevabı verildi. İstismara açık <b>“kutsama”</b> hatası Milli Görüş camiası içinde de yaşandı. Sonrasını herkes biliyor… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Her ne olursa olsun <b>“Cemaat”</b> gelinen süreçte AK Parti döneminde her yönüyle zirve yaptı. O kadar ki…</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Her tarafta kendilerini söz sahibi gördüler. Hukuk, ekonomi, eğitim vs... </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Artık <b>“Cemaat”</b> cemaat olmaktan çıkmış, kendilerini <b>“Camia”</b> olarak nitelemeye başladılar. Yelpazeyi geniş tutarak bu kurumsal yapıyı ilelebet korumak adına işi bir adım daha ileri götürdüler ve <b>“biz, dini bir cemaat değil insani bir camiayız”</b> deyiverdiler. <b>“Dinlerrası diyalog”</b> tezi bu söylemle zirve yapmıştı. Bu yaklaşım cemaatin tabanında rahatsızlık verdiği gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek dini otoritesi olan Diyanet İşleri Başkanı da <b>“dinlerarası diyalog</b> <b>kavramının yeniden ele alınması gerektiğini”</b> yüksek sesle söylemek zorunda kaldı… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Şimdi yıl 2013. Cemaat <b>“kendi çizgilerine aşıp siyasete müdahil olmak gibi bir görev üslendi”</b> deniyor. Bazıları <b>“devleti ele geçirmek istediler”</b> iddiasında… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Oysa devletin işleyişinde cemaatin ve cemaatlerin rahatça hareket edebildiği bir üst yapı var. Buna rağmen devleti ele geçirmek gibi bir iddiada bulunmak… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Belki de fitnenin ta kendisi!</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;"> Zira devlet, herhangi bir cemaatin veya ideolojik bir gurubun tekelinde işleyemeyeceğini, devlette böyle bir geleneğin olmadığını yine en iyi Hocaefendi bilir… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Cemaat, <b>“eskiden daima iktidarın dümenine göre hareket ederken, bu fırsatta iktidarın dümenine yön verme eğilimine girdi”</b> deniyorsa, bunda bir özeleştiri olması gerekmez mi?</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;"> 28 Şubat sürecinde <b>“okulları devlete devredebiliriz”</b> dedirten bir süreçten <b>“dershaneleri adeta dini kurum kisvesine büründü”</b> dedirtecek sürece girerken, bu yaklaşımın halkta nasıl inikas bulduğunu düşünüyorlar?</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;"> Tezimizi doğrulayacak son bir gelişme oldu. Zaman Gazetesi, milletvekili Hakan Şükür’ün istifasını <b>“kişisel bir tercih” </b>olarak yorumlayabilirdi. Ama öyle yapmadı. Cemaatin manifestosu adeta Hakan Şükürle perçinledi. Sürmanşetten <b>“Camia”</b> adına tercihini ortaya koydu... </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Siyaset apayrı bir kulvar olduğu için eylem ve söylemlerimizi çok daha dengede tutması icap etmez miydi?</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Tarafların <b>“milletten gol yemek”</b> gibi bir çabası olmamalıydı… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">İster istemez AK Parti cenahı da bu istifayı kabullenmekte zorlanıyor. AK Parti, olayı <b>“vefasızlık”</b> olarak yorumluyor. Hocaefendinin; <b>“biz oturup çay içtiğimiz yere bir daha uğramazsak vefasızlık addederiz”</b> mealindeki sözü aklıma geldi. Meseleyi <b>“vefasızlığa”</b> indirgemek, meselenin <b>“furuatıyla”</b> alakalıdır. Asıl mesele <b>“Cemaat”</b> “nasıl <b>“camia”</b> oldu!</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;"> AK Parti <b>“Cemaatin, Camia olma sürecinde”</b> cemaati engelledi mi?</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Efendim 2004 yılındaki Milli Güvenlik Kurulu’nun <b>“Fethullah Gülen gurubunun faaliyetlerine karşı alınması gereken tedbirler”</b> başlığı altında <b>“cemaate yönelik tedbirleri içeren” </b>tavsiye ve <b>“tasfiye”</b> kararları var...</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Tamam! </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Hocaefendi bunu gayet güzel açıkladı. <b>“O zamanın şartlarında yapılması gerekenleri yapmıştır”</b> mealindeki sözleri ortada… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Öte yandan AK Parti cenahından da o günün şartlarında bu kararın <b>“AK Parti’yi ve hizmet hareketini korumak” </b>gayesiyle alındığını söylüyor… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Şu soruyu sormakta fayda var; AK Parti Cemaati bitirmek istedi de <b>“Cemaat”</b> nasıl oldu da <b>“Camiaya”</b> dönüştü?</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Samimiyet burada devreye giriyor!</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;"> Her şeyi Hocaefendiye yüklemekte haksızlık olur. Hocaefendi bu yapıda edilgen konumundadır. Öyle olmasaydı Hakan Şükür istifa etmezdi diye düşünmek istiyorum. Hocaefendinin hükümet lehinde söylediği sözleri defaatle dinledik. Gelişmeler gösteriyor ki; süreç, ya <b>“fitne odaklarına hizmet ediyor” </b>ya da <b>“Hocaefenndinin sözlerinde bir tutarsızlık”</b> var!</span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Ben; Hocaefendinin <b>“fitne”</b> ile alakalı sözlerini çok önemsiyorum. Ancak Camiadaki yapı kendi dinamikleriyle işlemiyor, olaylar Hocaefendinin dışında gelişiyor… </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Bizim âcizane bir tavsiyemiz var. <b>“Camia”</b> mutlaka <b>“cemaate”</b> rucu etmeli, kendi çizgilerine dönmelidir. Siyaset apayrı bir kulvardır. <b>“Cemaat odaklı</b>” bir siyaset, siyaset kurumuna da zarar verir. Eylem ve söylemlerimizi çok daha dengede tutmamız icap eder. </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">İşin ucunda <b>“milletten gol yemek var”</b> dedik ya! </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Dikkat edilmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçten kim nemalanıyor, bunu düşünelim! </span></p> <p class="ecxMsoNormal" style="text-align:justify;"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">Demek ki Cemaati de kullanmak isteyenler var!<br /> <br /> </span><b><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;">“Müslümanların birbirine karşı galip gelme”</span></b><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;"> diye bir metodolojik yaklaşımı olamaz. Her iki durumda da Müslümanlar zarar görüyor. Orta yolu bulmak, bu çok önemli!</span></p> </div> </div>