Yaylanun Çimenine ve Şelale türküleriyle adını sadece Karadeniz’e değil bütün Türkiye’ye duyuran Salih Yılmaz, “Koyduğum hedeflerimin şuan gerisindeyim ama bu beni dinç tutuyor.” dedi.
Karadenizli sanatçı Salih Yılmaz, Rize TV, Vitamin FM ve sosyal medya hesaplarında ortak canlı olarak yayınlanan, Yasin Paşalı’nın hazırlayıp sunduğu “Net Konuşalım” programına konuk oldu. Genç sanatçı müzikal çalışmaları ve Karadeniz müziğine dair açıklamalarda bulundu.
Pandemi dolayısıyla birçok sektör gibi müzik sektörünün de durgun olduğunu belirten Yılmaz, “Ne yazık ki moral olarak da ekonomik olarak da sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Her gün müzik camiasından üzücü haberler alıyoruz. İnşallah en kısa sürede toparlanırız. Bende bu süreçte bir şeyler üretmeye çalışıyorum. Aynı zamanda Kadıköy’de bir kafem var bir yandan da onunla ilgileniyorum.” diye konuştu.
İLKOKULDA “SESİN ÇOK GÜZEL” İLE BAŞLAYAN MÜZİK HAYATI
Müziğe başlama serüveninden bahseden sevilen sanatçı, “Aslen Hopalıyım ama Rize’de doğdum, büyüdüm. Rize’deki ilkokul öğretmenim Gündüz Biberoğlu, ‘sesin çok güzel’ deyip şarkı söyletmesiyle başlayan daha sonrada Rize Anadolu Lisesi’ne giderken de komşumuz Cem abiden ödünç gitar alarak müziğe devam ettiğim bir sürecim oldu. Ardında gerek Rize’de gerekse Hopa’da kafelerde sahne aldım. Yine bu süreçte yerel kanallarda Rize TV ve Çay TV’de müzik programlarına katıldım. Üniversite hayatımda da gerek Eskişehir gerekse Ankara’da sahne aldım. Askere dönüşü de İstanbul’a gittim ve ilk albümün olan ‘Abril’den Sonra’ ile müzik sektörüne girmiş oldum.” dedi.
“YAYLANUN ÇİMENİNE” DRONE İLE ÇEKİLEN İLK KARADENİZ KLİBİ
İlk albümü olan “Abril’den Sonra”dan bahseden Yılmaz, “Abril yöremizde nisan olarak belirtilir. Benim için de nisan ayı özeldir. Nisan ayı gelince yaylaya çıkacağım zaman geldi demek. Aynı zamanda nisan ayında doğdum için midir bilmiyorum ama nisan ayı güzeldir. Baharın tam kendini belli etmeye başladığı bir aydır aynı zamanda. ‘Yaylanun Çimenine’ türküsü de bu albümde beğenilen ilk eserdi. O dönemin hayat şartlarını da iyi yansıttığı için çok beğenildiğini düşünüyorum. Klibide beğenildi, Pokut yaylasında bulunan insanlarla çektik. Çok doğal bir klip oldu. Bu klip aynı zamanda drone ile çekilen ilk Karadeniz klibi oma özelliğini taşıyor. Kliplerimi Karadeniz’de çekiyorum. Maddi olarak bedelini çok fazla ödesem de bir tane stüdyonun içine girip basit bir klip çekmeyi kendime yediremedim. Klipimde inla dağ olacak, dere olacak. Olmazsa eksikmiş gibi geliyor.” ifadelerini kullandı.
“ŞELALE”Yİ BENİM OLGUNLUK ESERİM OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM
İkinci albümü olan "Marnin"in müzik kariyeri açsından önemini vurgulayan sevilen sanatçı, “ikinci albümüm, ilk albümün üzerine koyan bir çalışma oldu. Çıtayı özellikle ‘Şelale’ türküsüyle bir üst segmente taşımış olduk. Bu açıdan başarılı buluyorum. İzlemesi ve dinlemesi ‘Yaylunun Çimneni’ kadar olmasa da benim kendi kariyerim açsından ‘Şelale’ türküsü ile bilinirliğim daha fazla oldu. ‘Yaylanum Çimenine’ toplamda 140 milyon civarında izlenmesi oldu. ‘Şelale’ ise toplamda 60 milyona yakın izlendi. ‘Şelale’nin yer aldığı Marnin’i benim olgunluk eserim olarak değerlendiriyorum. Konser açsından ise o dönemde karşılığını alamdım çünkü o dönem terör olayları çok yaşandı. Konserlerimizi iptal ettik.” diye konuştu.
“ARŞİVLİK ALBÜM DIŞINDA, ALBÜM ÇIKARMAYI DÜŞÜNMÜYORUM”
Salih Yılmaz , “Abril’den Sonra” ve “Marnin” albümleri sonrası tek şarkılık çalışmalar ile sevenleriyle buluştuğunu belirterek şunları söyledi:
Yaban Asma, Çimen ve Ukde şarkılarıyla ara ara sevenlerimle buluştum. İlk iki albüm sonrası benden hep Karadeniz albümü beklediler. Fakat son 3 şarkımın sinyallerini daha ilk albümünde aslında vermiştim. Benden hep Karadeniz eserleri bekleyenlere şunu diyorum. Hissettiğim şey ne ise, neyi dinlemek istiyorsa onu dinliyorum, neyi söylemek istiyorsam onu söylüyorum. Hangi tarz ilham geliyorsa o şekilde yazıyorum. Hissettiğimiz bir duyguyu en güzel nasıl ifa edebiliriz, hangi duyguya ne yakışır? Hikâyenin özü bu. Albüm konuna gelince, arşivlik bir albüm dışında yapmayı düşünmüyorum. Çünkü insanların hem teknik olarak cd şeklinde dinleme imkânları yok denecek şekilde azaldı. Arabalarda artık cd dinlenemiyor. Yeni teknoloji ürünleriyle dinlenebiliniyor. Hem de artık albüm yapmak çok maliyetli. O yüzden sadece Hemşin kültürü, yaylacılık ve göç ile ilgili arşivlik albüm yapmak istiyorum. Koleksiyonluk bir çalışma olacak. Onun dışında bütün dünya artık tek şarkıya dönüyor. İyi ya da kötü bir şarkı fark ediliyor. Çünkü çok alternatif var, sektörde çok insan var. Teknolojinin bu kadar gelişmesini de müzisyenleri için olumsuz görmüyorum, Allah bir şans verdi. İnternet kendini pazarlamak için kimseye muhtaç olmadığın bir alan. Fakat önceden bu mümkün değildi.”
“HAYALLERİMİN ORTASINDAYIM”
Sanatına dair hedeflerinden de bahseden Yılmaz, “Sahnede olmak güzel bir duygu. Büyük sahnelerde konserler vermek istiyorum. Onun dışında kendime ait olan sürekli sabit sahne alabileceğim bir yerin hayalini kuruyorum. İnşallah birkaç yıl içinde hayata geçiririm. Müziğe başlarken ki hayallerimin ortasındayım. Koyduğum hedeflerimin şuan gerisindeyim ama bu beni dinç tutuyor. Yaptığım eserlerle gurur duyuyum.” dedi.
“YENİ NESİLDE TIKLANMA DERDİ VAR”
Karadeniz müziğine dair görüşlerini de paylaşan genç sanatçı, “Aslında sadece Karadeniz müziği değil bütün müzik türleri cover yüzünden allak bullak olmuş durumda. Onun dışında sosyal medyada beğenme ve tıklanma almak için uğraşanlar var ve bunlar belli noktaya kadarda izleniyorlar. Fakat bu kişiler şarkıların binde bir samimiyetini sokakta gördüğü zaman hissettirebiliyor mu? Hissettiremiyorlar. Karadeniz müziği adına ben ve benim nesil grubun bunu hissettirebiliyoruz. Yeni nesilde görmüş olduğum benim eksiklik tamamen tıklanma derdinde olmaları. Yaylalarına Yeşil Yol, derelerine HES’ler yapılıyor milyonluk fotoğraflar paylaşıyorsun ama bu konularda bir tane kelime etmiyorsun ama ‘ben Karadeniz müziğine hizmet ediyorum’ diyorsun. Ben böylelerini sevmiyorum, eliyorum, böyleleriyle de görüşmüyorum.” ifadelerini kullandı.