Dünya Petrol Kongresinde konuya dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji şirketlerine "Rumların gazına gelmeyin" mesajı verdi. Doğu Akdeniz havzasındaki potansiyel alanların aranması noktasında Güney Kıbrıs ve Türkiye hattında yaşanan gerilim uluslararası enerji şirketleri üzerinden sürüyor. Adanın etrafını çevrelediği belirtilen gaz kaynakları, son yıllarda devam eden Kıbrıs müzakerelerini de gölgeledi. Enerji kaynağı çeşitliliğini arttırmak ve doğalgazda Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak isteyen Avrupa, özel sektör eliyle her fırsatta Güney Kıbrıs’taki yataklar için paylaşma yarışına girse de Türkiye engeliyle karşılaştılar. ENERJİ PROJELERİNE DAHİL ETMEYİZ Fransız Total, İtalyan ENİ, Koreli Kogas, Rus NOVATEK ve Amerika menşeli petrol devi Exxon Mobil Corp da Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz potansiyeliyle yakından ilgilenirken; Rum Yönetimi ile işbirliği yapacak şirketlerin gelecekte Türkiye’deki yeni enerji projelerine dahil edilmeyeceği Ankara’nın en güçlü mesajı olarak dikkat çekti. TİLLERSON’A MESAJ MI? Zira, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; 22. Dünya Petrol Kongresi’nde yaptığı açıklamada, tarafların tutumunu kürsüden eleştirdi. “Kimi enerji şirketlerinin Rum kesiminin atmakta olduğu sorumsuzca adımların bir parçası olmaları kesinlikle anlayışla karşılanamaz” diyen Erdoğan; Türkiye’nin bu konudaki tavrını en net şekilde bütün dünyaya duyurdu. Erdoğan’ın bu çıkışı Petrol şirketi Exxon Mobil’in eski CEO’su sıfatıyla İstanbul’daki kongrede “Dewhurst Ödülü”nü alan ve Türkiye’nin enerji konusunda sadece kavşak noktası konumunda bulunduğunu söyleyen ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un sergilediği küçümseyici tavra yönelik sert bir mesaj olarak yorumlandı. GERGİNLİK 2003’E DAYANIYOR Adadaki petrol gerginliği, 2003’den beri gündemdeki yerini koruyor. Rum yönetimi; Mısır’la başladığı Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama anlaşmasına, 2007’de Lübnan, Suriye ve İsrail ile devam etti. Hidrokarbon arama ruhsatı ihalelerine ilk olarak Şubat 2007’de çıkan Rumlar, Doğu Akdeniz’i kendince parsellere ayırarak, bölgede tansiyonun iyice yükselmesine neden oldu. Rum tarafı, ‘’Afrodit’’ adı verilen 12 parselde petrol ve doğalgaz arama ruhsatını, Amerikan menşeli Noble Energy şirketi ile yürütüyor. AKDENİZ’DE ELİMİZ GÜÇLÜ Adanın güneyinde “Afrodit” adı verilen 12. parselde zengin doğalgaz yatakları olduğu ifade ediliyor. Rum yönetimi, Türkiye’nin Birleşmiş Milletlerce (BM) onaylanmış deniz alanlarını işgal ederek, ruhsatlar için Total, ENİ gibi şirketler ile anlaşma imzalıyor. Güney Kıbrıs; bu gazın tamamen kendilerine ait olduğunu iddia ederken, Türkiye uluslararası sözleşmelere dayanarak elde edilecek gelirin adadaki her iki topluma eşit bir şekilde dağıtılması gerektiği tezini savunuyor. Doğu Akdeniz’de en uzun deniz sınırına sahip olması sayesinde ülkemizin eli güçlü. Çünkü; “Münhasır Ekonomik Bölge” olarak deniz sularında da hâkimiyet için en büyük alan hakkı Türkiye’ye ait. Ancak, GKRY’nin doğalgaz sondajı yaptığı alan ile Ankara’nın hak iddia ettiği yer çakışıyor. Türkiye; bu nedenle Rumların sondaj hamlesine karşı kendi arama faaliyetlerini yürüterek, bölgede dengeleri lehimize değiştirdi. İSRAİL’İN GAZ İHRAÇ POTANSİYELİ DÜŞÜK Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, İsrail’in 2050 yılına kadar gaz ihraç potansiyeli incelendiğinde önemsenecek düzeyde yeterli bir birikime sahip olmadığını söyledi. Akyener, “İsrail’in aklındaki plan bizim de hakkımız olan Afrodit sahasını alarak ihraç fazlası oluşturmak istemesidir. Buradan elde ettikleri gazı Türkiye’ye ihraç etmeyi hedefliyorlar” dedi. İsrail’in ve Güney Kıbrıs’ın planlarının gerçek olmaması durumunda doğalgazı elektrik olarak AB piyasalarına özellikle Yunanistan’a taşımayı hedeflediklerini belirten Akyener, şu değerlendirmede bulundu: “Bu da söz konusu ülkeler için hayli masraflı olacaktır. Bu durum gösteriyor ki Türkiye pazarlık masasında eli güçlü ve enerjideki konumu itibariyle ciddi bir rota.” Kaynak: HABER7.COM