MUHSİN BAY: Değerli Haber7 okuyucuları şu anda Medine’yi münevvere’nin 5 km kuzeyinde bulunan Uhud Dağı eteklerinde bulunuyoruz. Bilindiği gibi burada İslam tarihinden önemli bir hatırası yaşanmıştı. Uhud Savaşından önce Bedir de müşrikler bir yenilgiye uğramıştı. Müslümanlar parlak bir zafer kazanmıştı. Bilindiği gibi Ebu Cehil ve adamları bin kişi Müslümanlar üç yüz on üç kişi olmasına rağmen Müslümanların azmi, sebatı, sevgili peygamberimizin duası, melekler ordusunun yardımı ile 313 Müslüman 1.000 kefereye kesin bir zaferle galip gelmiştiler. Bunun intikamını almak için Mekke müşrikleri Mekke’den kalktılar buraya kadar geldiler. 450-460 km mesafeyi kat ettiler.

Burası Sevgili Peygamberimiz’in Zırhını giyen bir Peygamber asla geri dönmez!” dediği yerdir..

Burası Ayneyn Tepesi, burası Okçular Tepesi..

Efendimizin: “Savaşı kazanalım veya kaybedelim, düşman da bizi parça parça etse dahi burayı terketmiyeceksiniz.” diye tembih ettiği, cihan Peygamberinin mübarek dişinin şehit olduğu bir yerdir..

Burası bir an peygamber emrine uymayan Müslümanların terkettikleri okçular tepesi..Burası ganimet peşinde koşarken Müslümanlardan bir bölümünün, savaşın seyrinin değiştiği yerdir..

Burası Şehitlerin Efendisi diye adı altın harflerle Ceet semalarına yazılan efendimizin amcası Hz. Hamza’nın şehit olduğu yerdir..

Muhterem Hocam kutsal yolculuğumuz sizin rehberliğinizde devam ederken, bulunduğumuz yerle ilgili Asr-ı Saadet’ten hangi olayları ve yaşananları  bilmemizde fayda var?

NECMETTİN NURSAÇAN: Değerli Haber7 okuyucuları, ve sevgili refikim Muhsin bey, burada öyle fedakârlık tabloları yaşandı ki gelin bir iki örnekle “Ashabım yıldızlar gibidir” dediği Peygamberin arkadaşları, canyoldaşlarının inanılmaz  fedakarlıklarına  işaret edeyim.

Mesela Hanzala (r.a) diye bir sahabiyi savaş meydanında görüyor Sevgili Peygamberimiz görüyor şehit olmuş ama melekler yıkıyor.

-Ashabım Hanzala şehit olmuş melekler yıkıyorlardı. (hâlbuki şehit yıkanmaz) birde siz gidin görün bakalım. diyor efendimiz..

Sahabede gidiyor;

-Ya Resulallah yıkanma işi bitmiş ama kulaklarının arkasındaki saçlarından su damlacıkları devam ediyordu.

- Ashabım bir de eşine sorun. Hanzala şehit oldu. Oysa şehitler yıkanmaz. Melekler neden onu yıkamış gidin eşine sorun.

Eşine sorduklarında eşi diyor ki :

”Allah’ı Resulünü seven, Allah yolunda diye ilan edildi. O gece bizim gerdek gecemizdi. Gusül yapmaya fırsat kalmamıştı. O sesi duyar duymaz Hanzala da dışarı fırlamıştı. Demek gusül işini melekler yapmış.

Meleklerin yıkadığı şehit ceet sana mübarek olsun.

MUHSİN BAY: Kıymetli hocam Uhud savaşında şehadet şerbetini içen bir diğer sahabe ise Mus’ab bin Umeyr. Biz hep ‘’genç ve yakışıklı bir sahabe’’ diye anlatırız çocuklarımız ve gençlerimiz onu örnek alsın diye. Mus’ab b. Umeyr hazretlerini bize anlatırmısınız? Uhud savaşında hangi ayetle övülenler arasında yeralmıştı..?

NECMETTİN NURSAÇAN: Mus'ab bin Umeyr zırh giydiği zaman, Peygamberimize benzediği için müşrikler onu şehit edince savaş meydanında efendimizi öldürdüklerini zaetmişlerdi biran..

Mus'ab'ın şehit düştüğünden Peygamberimizin henüz haberi olmamıştı. Hazret-i Mus'ab şehit olunca; onun sûretinde bir melek, sancağı aldı. Efendimiz Mus’ab’a sesleniyor;

-"İleri ey Mus'ab ileri!" 

Sesin geldiği yöne bakan ve  bayrağı elinde tutan melek, geri dönüp Resûlullah sav efendimize;

-"Ben Mus'ab değilim" diye cevap verince, Hz Peygamber sancağı elinde tutanın melek olduğunu anlıyor. Ve  sonra Peygamberimiz sancağı melekten alıp Hazret-i Ali'ye veriyor. 

Peygamber efendimiz, Mus'ab bin Umeyr'i şehit olmuş görünce, başı ucunda Ahzâb sûresinden: 

"Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki, onlar Allah'a verdikleri sözde sadâkat gösterdiler. Onlardan bâzıları şehit oluncaya kadar çarpışacağına dâir yaptığı adağını yerine getirdi. Kimisi de şehit olmayı bekliyor. Onlar verdikleri sözü aslâ değiştirmediler" meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu ve sonra şöyle buyurdu: 
- Allah'ın Resûlü de şâhittir ki, siz kıyâmet günü Allah'ın huzûrunda şehit olarak haşrolunacaksınız.” 

Daha sonra yanındakilere dönüp; “Bunları ziyâret ediniz. Kendilerine selâm veriniz. Allah’ü teâlâ’ya yemîn ederim ki, kim bunlara bu dünyâda selâm verirse, kıyâmette bu aziz şehitler kendilerine mukâbil selâm vereceklerdir.” buyurdu. 

Bakınız Muhsin bey kardeşim kıymetli Haber7 okuyucuları şu acı tabloya bakın Mus'ab bin Umeyr'e kefen olarak bir şey bulunamamıştı. Mekke'nin en zengin iki ailesinden birinin çocuğu olan Mus'ab bin Umeyr'in örtünecek kefeni yoktu. Vücûdu kaftanı ile ve ayak tarafı da otlarla örtülmek sûretiyle defnedildi. 

Habbâb bin Eret der ki:  Mus'ab bin Umeyr, Uhud'da şehit edilince, kendisini saracak kısa bir hırkadan başka bir şey bulunamadı. Hırkayı baş tarafına çektik, ayakları açıldı. Ayaklarına çektik, baş tarafı açıldı. Resûlullah bize:  "Onu baş tarafına çekiniz! Ayaklarını otlarla kapatınız!” buyurdu.

MUHSİN BAY:Hocam Uhud Savaşını anlatırken iki sahabenin duasından bahsedersiniz hep..Kimdi o sahabeler ve nasıl dua etmişlerdi şehit oluncaya kadar..?

NECMETTİN NURSAÇAN: Sevgili peygamberimizin dayısı Sa'd b. Ebî Vakkas duası makbul bir sahabeydi. Abdullah bin Cahş, savaşın biraz daha sakinleştiği sırada Abdullah bin Cahş bakın Sa'd b. Ebî Vakkasa diyor ki;

- “Gel ben dua edeyim sen âmin de, sen dua et ben âmin diyeyim.”

Sa'd b. Ebî Vakkas dua ediyor.

-“Yarabbi bu yolda bu küffar ile mücadele edeyim sonunda gazi olup selamet döneyim.” Abdullah buna âmin diyor sıra Abdullah’a geliyor Abdullah’ın duası da şöyle;

-“Yarabbi bu yolda bu küffar ile mücadele edeyim ama sonunda gazi değil de şehit olayım. Hatta düşmanlar kulaklarımı, dudaklarımı, yüzümü de kessinler. Ben senin huzuruna vardığımda sen sorasın:

Abdullah dudakların nerede?

Kulakların nerede? Yüzün nerede?

Ya Rabbi Habibinde bulunduğu bir savaşta tozlar topraklar arasına bıraktım da geldim. Sana layık bir yüz yoktu utandım da getiremedim diyeyim.”

Ya bu nasıl dua? Madem gönül koymuş şehitliğe öyleyse muradına nail olsun buna âmin diyor ve nitekim şehit düştüğünde kız kardeşi teşhis edebiliyor.

MUHSİN BAY: Muhterem hocam Uhud savaşı anlatılırken, bir kadın sahabeden bahsedilir. Kah savaşan, kah su taşıyan, kah yaralılara yardım eden cesur ve savaşçı bir sahabe aemiz. Bu kadın Sahabe hakkında bize bilgi verirmisiniz?

NECMETTİN NURSAÇAN: Kıymetli Haber7 okuyucuları son olarak kısaca sizlere kadınlardan  Nesibe Binti Ka’b (r.anha)’yı anlatmak isterim.. Uhud savaşında su dağıtmak için, yaralıların yarasını sarmak için bulunurken baktı ki bizzat peygamberimizi hedef alıyor müşrikler.

On beş kişide vücutlarını siper etmiş Efendimizi korumaya çalışıyor. Nesibe Binti Ka’b bırakıyor su bardağını eline aldığı kılıçla yiğitler gibi Allah Resulünü savunmaya başlıyor. Onun gözünde eşinin şehit olup olmaması, oğullarının şehit olup olmaması hiç önemli değildi gözü görmüyordu ailesinden hiçbirini.. Onun tek derdi İslam Peygamberini korumaktı..

Sevgili peygamberimiz buyuruyor ki:

” Ne tarafa baksam Ümmü Ümareyi görüyorum.” Lakabı öyle.

 “Hangi tarafa baksam Ümmü Ümareyi görüyorum.” diyordu.

Nesibe hâtun, Peygamberimiz( aleyhisselâm )’a :

- “Yâ Resûlallah Allahü Teâlâ’ya duâ et de Ceette sana komşu olalım!” dedi.

 Peygamberimiz ( aleyhisselâm ):

- “Allahım! Bunları, Ceette bana komşu ve arkadaş et” diye duâ etti. Bunun üzerine Ümmü Ümâre:

-“Bu bana kâfidir. Artık dünyâda ne musîbet gelirse gelsin! (hiç ehemmiyeti yok)” dedi.

Bakınız şu anlattığım tablolara sevgili Haber 7 okurları. Uhud Şehidler abidesidir..Uhud Asr-ı Saadet’in iftihar tablolarının yattığı yerdir..Uhud efendimizin 70 sahabesinin şehit olduğu yerdir..Uhud ceet semalarının yıldızlarıyla doludur.. Allah onlardan razı olsun.

MUHSİN BAY: Sevgili Haber7 okuyucuları bir yazı dizimizin daha sonuna geldik hocamızın bugün anlattıklarından gönül heybemize düşen satırlar;

Erkeklerden Hz. Mus’ab ve Hz. Hanzala rol model, kadınlardan da Nesibe Binti Ka’b rol modeldir günümüz insanlığına Uhud’tan.

Allah onlardan ebeden Razı Olsun.. 

Kaynak: HABER7.COM

Editör: TE Bilisim