Rusya Milli Güvenlik Akademisi”nde Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Talat Enveroviç Çetin, aynı zamanda Türk Akımı'nın isim babası. Türk - Rus ilişkilerinde çok önemli bir isim. Çetin, yakın zamanda Türk - Rus ilişkilerine ABD tarafından vurulmak istenen sekteye dikkat çekti ve önemli açıklamalarda bulundu. İşte Talat Enveroviç Çetin'in yaptığı açıklamalar: TÜRK - RUS KRİZİNE İZİN VERİLMEMELİ Türk - Rus devlet başkanları arasındaki 10 Mart tarihinde Moskova'da yapılan son zirvede, ilişkiler uçak komplosundan öncesine göre daha ileri bir seviyeye doğru gitmesi kararı çıkmıştı. ABD’nin PYD üzerinde açık olarak uzunca süredir göstermiş olduğu sahiplenme ve korumaya karşın Rusya'nın da Afrin’de konuya müdahil olarak, Suriye Kürtleri ile diyaloga geçmesi ve bu Rekabetin Türkiye'nin kırmızı çizgisine dokunması sebebiyle patlamak üzere olan yeni bir Türk - Rus krizine asla imkan verilmemelidir. TÜRKİYE VE RUSYA ARASINDAKİ ORTAK ÇIKARLAR Türkiye ve Rusya arasındaki ilişki, şöyle bir gözden geçirildiğinde görülecektir ki, ortak çıkarlar, uzun vadeli makro planlar ve her iki ülkenin hem karşı karşıya olduğu tehlikeler hem de mevcut üstünlükler birbirleriyle örtüşmektedir. Yani şunu diyebiliriz ki; Türkiye ve Rusya arasındaki ortak çıkar olan konular, görüş ayrılığı olan konulardan yüzlerce kat büyüktür. RUSYA'NIN AFRİN'DEKİ YENİ ÜSSÜ Son Moskova zirvesinden sonra, hem ekonomik ambargoların anlaşmaların tam aydınlığa kavuşmaması hem de Rusya'nın Afrin’deki yeni üs ve PYD ile anlaşma dedikodularının, Savunma bakanlığının resmi olarak yalanlamasına rağmen, mahiyetinin açıklamanın dışında, tersine göstermiş olduğu münferit davranışlar, Suriye Kürtleriyle diyalog Türk tarafının fevkalade üzülmesine, hayal kırıklığına sebep olmuştur. DEVLET BAŞKANLARI OLAYA MÜDAHALE ETMELİ Bu karşılıklı soğumaya ve üzüntüye sebep olan davranışların, derinleşip bir yara ve daha sonrada ciddi bir kriz halini almasının önüne geçilip, aciliyetle bizzat Devlet Başkanları arasında bu konuların açıkça konuşularak makul ve mantıklı ortaklık merkezli bir seviyeye getirilmesine ihtiyaç vardır. Şu anda Türk - Rus ilişkilerinin soğuması ve karşılıklı restleşmeye doğru ilerlemesi her iki tarafa da büyük zarar verir. Unutmayalım ki, 2015'teki uçak komplosu da çok yüksek seviyede geçen Antalya'daki G-20’nin hemen ardından gerçekleşmiştir. YAŞANMIŞ ACI TECRÜBELER ORTADA Yaşanmış bir acı tecrübe varken bunun asla tekrarlanmasına imkan verilmelidir. Fiili olarak da görülmüştür ki Türk ve Rus gerginliği sadece ABD'ye ve batıya yarar. Bu durumdan terörist gruplar fazlasıyla istifade eder ve her iki ülkenin de ulusal sorunu olan terör ve ekonomik Saldırılar bedenlere büyük zarar vermeye başlar. vaziyet kronik hale gelmesi, çözülmesi zor ve her iki tarafında daha ağır bedeller ödemesini gerektiren bir yere doğru gitmeden, soğukkanlılıkla, sabırla ve karşılıklı ulusal çıkarlar korunarak, bu problemler mümkün olan en hızlı şekilde çözülmelidir. Bu şartlar altında durumdan çıkarılacak netice şu ki Rus Askerlerinin Afrin’deki göstermiş olduğu davranışta hedef direkt Türkiye değildir. Amerika'ya karşı bir rekabet reaksiyonudur, fakat bu hareketin Türkiye'nin kırmızı çizgilerini aşıyor olmasıdır. Bunca engellemeye rağmen yüksek bir seviyeye gelmiş ve ilerlemekte olan Türk - Rus ilişkileri bu rekabete feda edilmemelidir, bizzat sayın Devlet Başkanları görüşerek bu görüş ayrılıklarının gidermelidirler. Türkiye'nin bu ve bunun gibi çıkabilecek çıkar ve görüş ayrılıklarının olduğu konularda daha vakur ve profesyonel davranması. Stratejik konumunu, tarihini, bölgedeki siyasi, askeri ve kültürel gücünü kullanarak Rusya'yı makul bir ortak davranışa ikna etmesi gerekir. Karşılıklı restleşmeler süreci uzatacak ve bu durumdan hem Rusya hem Türkiye zarar edecek. ABD ve Batı ise bu durumdan istifade etmenin tüm yollarını deneyecektir. Kaynak: HABER7.COM