Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Esra Çelik, “Ağırlık yapan göğüslerden dolayı; sırt ağrıları, omuzlarda sütyen askı izleri, meme altlarında pişikler görülür. Sportif faaliyetlerden uzak durma isteği, kıyafet seçiminde güçlük ve utanma duygusu, hastanın durumunu iyice zorlaştırır. Ameliyattan en az 2-3 hafta önce sigaranın bırakılmış olması, en az 1 hafta önce aspirin gibi pıhtılaşmayı yavaşlatan ilaçların kullanımının kesilmesi önemlidir. Bu, ameliyattan sonra görülebilecek komplikasyonların (en önemlisi meme başının beslenememesi) önlenmesi için gereklidir. Ameliyattan önce meme USG ve mamografisinin çekilmesi hastanın sonraki takipleri için önemlidir. Teknik olarak bir çok teknik tanımlanmış olmakla beraber benim tercih ettiğim tekniklerin birinde sadece meme başı çevresinde, diğerinde hem meme başı çevresi (circumareolar) hem de meme başından meme altına dik olarak uzanan (vertikal) bir iz kalır. Hangi tekniğin kullanılacağına hastanın memesinin şekli ve büyüklüğüne göre karar verilir. Eskiden çok sık uygulanan ters T insizyonu ile yapılan teknikte kalan izler çok fazla olduğundan, artık büyük oranda terk edilmiştir” dedi. Göğüs başının normal boyutlarına ve yerine getiriliğini ifade eden Op.Dr. Çelik, “Meme dokusu ve deri fazlalıkları çıkarılarak meme şekillendirilir. Her iki memeye içeride biriken kanı dışarı almak için birer dren (ince silikon borucuklar) yerleştirilir. Bandaj yapılır. Hasta pansumanlarla takip edilir. Drenaj azalınca drenler alınır. Alınması gereken dikiş varsa 7-15. günlerde alınır. Bandaj açıldıktan sonra hasta özel bir sütyen kullanır. Ameliyattan sonra çeşitli ilaç krem ve laser teknolojilerinin kullanımı ile izlerin görünürlüğünü çok azaltmak mümkün olabilmektedir. Bu, estetik bir ameliyattan çok, fonksiyonel bir ameliyattır. Çok büyük memelerde ufak rötuşlar gerekebilir. Hastaların çok büyük bir kısmının, ameliyattan sonra çok mutlu olduklarını söyleyebiliriz. Çünkü öncelikle hayat kaliteleri artar” şeklinde konuştu. Kaynak: IHA