Ergün AYAZ- Alişan KOYUNCU/ KARTEPE (Kocaeli), (DHA)- ÇEVRE, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "İnşallah 2035 yılına geldiğimizde, Türkiye’nin deprem riski olan bölgelerinde kentsel dönüşüme girmemiş tek bir binamız kalmayacak. Kentsel dönüşümle şehirlerimizi her türlü afete karşı dirençli hale getiriyoruz" dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin Kartepe Kayak Merkezi'nde bulunan otelde düzenlediği 'Dirençli Şehirler ve Şehrin Dönüşümü' konulu Kartepe Zirvesi'nin açılışına; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı İcra Direktöre Maimunah Mohd Sharıf, yazar ve akademisyenler katıldı. Bakan Kurum, yaptığı konuşmada, kentsel dönüşümle şehirlerin afete karşı dirençli hale getirildiğini belirterek, "İnşallah 2035 yılına geldiğimizde Türkiye’nin deprem riski olan bölgelerinde kentsel dönüşüme girmemiş tek bir binamız kalmayacak. Kentsel dönüşümle şehirlerimizi her türlü afete karşı dirençli hale getiriyoruz. Enerji verimli, çevre dostu akıllı binalar yapıyor diğer yandan tarihi kent meydanlarımızı asıl kimliğine kavuşturuyoruz. 'Tarihe vefa, geçmişe saygı' sloganıyla bugün 45 ilimizde, 80 tarihi meydanımızı yeniden ihya ediyoruz, canlandırıyoruz. Ayrıca kent merkezinde kalmış sanayi alanlarını da şehir dışında kurduğumuz yeni ve modern sanayi alanlarına taşıyoruz. Bu kapsamda 11 farklı projede 7 bin 450 sıfır atık sanayi dükkanı inşa ediyoruz. Bu sayede bir yandan şehirlerimize nefes aldırıyor diğer yandan kırılgan ve eski yapı stokunun yerine dayanıklı, dirençli, sağlam iş yerleri kuruyoruz" dedi.
'ŞEHİRLER AFETLERE KARŞI DAHA DA KIRILGANLAŞIYOR'
Kentlerin afetlere karşı kırılganlaştığını kaydeden Kurum, "Gelişmekte olan ülkelerin nüfusunun yaklaşık yüzde 63'ü şehir merkezlerinde yaşayacak. Tüketimin yüzde 91'i de şehirlerimizde gerçekleşecek. Birleşmiş Milletler'e göre 2030'da ciddi bir artışla mega şehir sayısı 41'e çıkacak ve orta ölçekli şehir sayısının da 558'e çıkması öngörülüyor. Ülke olarak 1950 yılında nüfusu 500 bin olan şehir sayımız sadece 2 iken bugün bu sayı 40 oldu. Bu anlamda nüfus artışına bağlı olarak şehirlerimiz yönetilmesi daha karmaşık yapılar haline geliyor. Diğer yandan da şehirlerimiz afetlere karşı daha da kırılganlaşıyor. Bu nedenle içinde bulunduğumuz koşulları ve geleceği iyi hesap etmemiz gerekiyor. Çünkü bütün dünyada yaşanan afetler sonucunda çok büyük can ve mal kayıplarıyla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.
'CAN VE MAL KAYIPLARININ ÖNÜNE GEÇEBİLİRİZ'
Direnci artırılan şehirler ve binaların afetlerde ayakta kalacağını belirten Kurum, "Sosyoekonomik faaliyetlerin, şehircilik, üretim, turizm, ulaşım ve eğitim faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini garanti altına alacak tüm adımları acilen atmamız gerekiyor. Zaten tüm dünyada kırılgan olan sosyoekonomik faaliyetlerin afetler nedeniyle kesintiye uğramasının önüne geçmeliyiz. Bu nedenle tüm detaylarıyla birlikte şehirciliğin, yapı sektörünün, tarımsal üretimin, ulaşımın, sanayi üretiminin dayanıklılığını artırmamız gerekiyor. Yeni binaları dirençli yapmanın yanı sıra eski yapı stokunu da dönüştürmek suretiyle şehirlerimizi dönüşümle yeni koşullara adapte etmeliyiz. Direnci artırılan şehirler, binalar, yaşam ve üretim alanları afetlere rağmen ayakta kalacaktır. Bu sayede insanımızın vatandaşlarımızın da can ve mal kayıplarının önüne geçebiliriz" dedi.
VINTON: DİRENÇLİ ŞEHİRLERİ ORTAKLAŞA İNŞA EDECEĞİZ
UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton ise "Şehirler insanların birçok sorunla karşı karşıya kaldığı yerler. Pandemide gördük. Bu kadar yakın temasta olmanın insanlara dezavantajı da var. İklim değişikliğini de görüyoruz, küresel ısınmaya sebep oluyorlar. Afetlerin neden olduklarını da gördük. Şehirler sorun yaratıcı yerler olabiliyor aynı zamanda çözümün de kaynağı oluyor. Bu anlamda şehirler dünya nüfusunun yoğunlaştığı yerler olmakla kalmıyor ve yerel yönetimler açısından kararların verildiği yerler de önemli. Bu yüzden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi gibi yerel paydaşlarla hareket ediyoruz. Biz şundan eminiz ki dirençli şehirleri ortaklaşa inşa edeceğiz" diye konuştu.
BÜYÜKAKIN: BİZİ NE TÜR MESELELER BEKLİYOR, HAZIRLIKLI OLMAK LAZIM
Dünya nüfusunun yüzde 50'sinin şehirlerde yaşadığını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da "Karşı karşıya kaldığımız meseleleri bir masaya yatıralım; dünya nereden nereye gidiyor? En hızlı cevapları oluşturacak şehirleri inşa edelim. Ekonomi, çevresi, toplumsal yaşamı, sanatı, kültürü ile toplumun her kesimiyle bütün meseleleri ele alan bir yaklaşım sergileyelim dedik. Bugün dünya nüfusunun yüzde 50’si şehirlerde yaşıyor. 30’un üzerinde şehir 10 milyonun üzerinde nüfusa sahip. 2050 yılına gelindiğinde dünyada nüfusun 3’te 2'si şehirlerde yaşıyor olacak. Bütün bu insanlara su bulmak, gıda bulmak zorundasınız. Afet durumuna karşı bu insanları korumak zorundasınız. İklim değişikliğinin bizi yüz yüze getirdiği meselelerle baş etmek zorundasınız. Bunları yapmak için oturup düşünmek lazım. Gelecekte bizi ne tür meseleler bekliyor, diye hazırlıklı olmak lazım" dedi.
FOTOĞRAFLI