İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Hemşirelik Kulübü, düzenlediği “Dünya Çapında Gönüllü Hemşire Olmak” konferansında Uzman Hemşire Mülkiye Okyay’ı ağırladı. Pakistan, Kenya, Filipinler, Endonezya, Sudan, Nijer-Fas, Somali, Çad, Suriye, Bangladeş, Uganda gibi birçok ülkede gönüllü hemşire olarak görev yapan, 2011 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından ‘Yılın Hemşiresi’ seçilen Mülkiye Okyay, öğrencilerle bir araya geldi. Konferansın açılış konuşmalarını İGÜ Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Yüksel Barut, Hemşirelik İngilizce Bölüm Başkanı ve Hemşirelik Kulübü Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Funda Karaman, Hemşirelik Türkçe Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Canan Örüklü yaptı. “MARMARA DEPREMİ İLE YOLCULUĞUM BAŞLADI” Gönüllü hemşireliğe Marmara depreminden sonra başladığını anlatan Mülkiye Okyay 1999 depremini şu sözlerle ifade etti: “Depremde her yeri korkunç bir karanlık bürümüştü. İletişim ve ulaşım imkânları mümkün değildi. Uykusundan korkuyla uyanan çocukların ağlamaları annelerin yardım çığlıkları tüyler ürperticiydi. Gölcük'ün buradan çok daha kötü durumda olduğunu ve çok fazla yardım ekibine ihtiyaç olduğunu öğrendim ve dedim ki benim onlara yardım etmem lazım. Yardım ekibine katılmak istedim ama ameliyathane hemşiresi olduğum için bana gerek olmadığını söylediler ama burada duramazdım. Ben de Gölcük’e gidecek ambulansın arkasından gittim. Ve iyi ki gitmişim. Çünkü Gölcük yerle bir olmuştu ve 3 ay orada gönüllü olarak kaldım. İşte benim yolculuğum böyle başladı.” “AFRİKA’DA SERUMLARI AĞAÇLARA ASIYORDUK” Afrika’da yardıma muhtaç insanları gördükçe Afrika’nın kendisinde bir aşka dönüştüğünü belirten Mülkiye Okyay, “Afrika’da bırakın doktoru hastane bile yok. Biz buradan giderken ameliyat malzemelerinden tuvalet kâğıdına kadar onlarca koli hazırlayıp Afrika'ya gittik çünkü orada temin edebileceğimiz bir imkân yok. Kendi imkânımızı kendimiz yarattık mesela hastane diye kullandığımız yer eski terkedilmiş baraka gibi bir yer. Hal böyle olunca acil olarak kullandığımız yer bu barakanın dışı ağaç altları ve serumları astığımız yer ağaçlar. Buna rağmen orada katarakt ameliyatları yaptık. 9,5 kiloya kadar ulaşan tümörleri aldık. Sünnet olamamış çocukları sünnet ettik. Ameliyathanede steril ortamı nasıl sağladınız dediğinizi duyar gibiyim. Hiç kolay değildi, steril ortamı çamaşır suyuyla sağlıyorduk. Bu şartlarda tabi ki herkesi tedavi edemiyorduk. AIDS’li hasta sayısı çok fazlaydı eğer ölümcül bir hastalığı yoksa tedavi edemiyorduk” dedi. “MÜLKİYE BEBEK” Kendini en çok etkileyen olayın, doğuştan katarakt olarak doğan ve görme engelli 11 yaşındaki çocuğun ameliyat sonrasında annesiyle karşılaştığı andaki sevinci ve annenin gözyaşları olduğunu ifade eden Okyay, doğumunda saatlerce uğraştığı annenin bebeği ile ilgili yaşadıklarını ise şöyle anlattı: ”Afrika’da bebek ölümlerine o kadar alışmışlar ki çok rahat bir şekilde bebeğin nefes almadığını söylediler ve düzgünce müdahale etmediler. Hemen bebeği aldım çok zayıf bir nabız hissediyordum ama parmağımın nabzı mı yoksa bebeğin nabzı mı kestiremiyordum yapılan müdahaleler sonucu bebek ağlamaya başladı ve hayatımda duyduğum en güzel sesi duydum. Bu yüzden bebeğin adını Mülkiye koydular benim için tarif edilemez bir mutluluktu.” “TİKA DA DESTEKLİYOR” Hemşirelik öğrencilerine gönüllü olmak istedikleri takdirde izlemeleri gereken yol hakkında bilgi veren Okyay, “Gönüllük için ilgili dernekler var. Gönüllü ve aynı zamanda tecrübeli oluyorsunuz. 'Ben gidebilirim' diyorsunuz ve derneğe başvuruyoruz. Dernek ‘Tamam’ dediğinde ilgili bakanlığa giderek, onaylanıyor. TİKA da destekliyor. Malzeme olanakları ile uçak biletlerini karşılıyorlar" diyerek öğrencileri bilgilendirdi. Konferans sonunda Okyay’a, katılım ve katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.