Çay üreticisi olmama rağmen birkaç yıldan beri çayın başkenti Rize’den uzak kaldım… Yaklaşan yaş çay sezonu öncesi Ziraatçılar Derneği Rize Şubesi Başkanı Müfit Akman’ı telefonla arayarak bölgemizdeki çay tarımıyla ilgili önemli bilgiler aldım… Başkan Akman’la yaptığım telefon konuşmasından satır başlarını sizlerle paylaşıyorum…

                                                     

“Çayla ilgili söylenecek çok şey var…Her şeyi yerinde ve zamanında yapmalı… Yetkili makamlar üreticiyi desteklemeli… Üreticide çay bahçesine sahip çıkmalı… Sadece bölgemiz değil, ülkemiz üretmeyi unutmamalı…”

“Bölgemizdeki yaş çay üreticisi komşu ülkeden gelen Gürcü’ye çay toplatıcısı konumundan hemen çıkmalı… Üreticilerimiz, çayına ve ÇAYKUR’una sahip çıkmalı… ÇAYKUR olmazsa kimse çay toplamaz…”

"Çay üreticisi kendi çayını kendisi toplamadığı için, çay tarımı yapılan topraklarımız her geçen gün çoraklaşıyor. Toprağı verimli kılmak için çay bahçelerindeki diken, yosun ve çimen bağlamış alanlar temizleyip, toprağı çapalayarak havalandırmak gerekir… Usulüne uygun, kaliteli hasat, kaliteli ürün ürütmek gerekir. Bunun için bakım, budama ve gübrelemeye dikkat edilmeli... Çay bahçesine çok gübre değil, zamanında gübre vermektir… Gübreleme, Ahır gübresinin yanı sıra bölgemiz çaylıklarının toprak yapısına uygun ve çay bitkisinin bitki besin elementleri ihtiyaçları göz önüne alınarak hazırlanan NPK içeren özel çay gübresi dekar başına 60–70 kg verilmelidir. Unutmayalım, fazla verilecek gübre, çayın verimine fayda vermeyeceği gibi milli servet kaybı olacağı unutulmamalıdır…”

 “Çaylıklarımıza verilen NPK özel çay gübresi, mayıs ayına kadar toprakta çözünerek çay bitkisinin sürgün gelişimi için gerekli olan bitki besin elementlerinin alınması sağlanmış olur. Çay bitkisine verilecek olan gübrenin çok erken veya geç verilmesi bitkinin gelişimi için gerekli olan bitki besin elementlerinden yararlanamayacağı gibi kalitesiz ürün oluşmasına ve ürün kaybına neden olacağı gibi çevreye zararlı olacaktır. Gübreleme yaparken çok dikkat etmek gerekir. Gübreleri serpme veya ocak içlerine dökülmesi son derece yanlıştır. Bunu yapan üreticilerimiz çay bitkisinin yaprak ve sürgün gözlerinin yanmasına neden olur… Gübreyi, set aralarına veya çay ocaklarının iz düşümüne daire oluşturacak şekilde etrafına verilmesi gerekmektedir…”

Sonuç olarak; “Yıllardır çay kanunu olsun dedik… Üreticisini, işletmecisini ve tüketicisini kontrol eden kanun çıksın dedik… Ve 3092 Sayılı Çay Kanunu’na 4 madde ilave edilseydi, yaş çay taban fiyatı altında alım olmazdı…Kuru çay maliyeti altında kaçak çayla satılmazdı… Yeni kampanya başlayana kadar yaş çay ödemeleri 2 ve 3 aylık dönemlerde olurdu. (1.Sürgün Temmuz, 2.Sürgün Ekim ve 3. Sürgün Ocak)”

 Sabri Aslışen /ANKARA