Milletvekili Karal konuşmasında şu ifadeleri kullandı; "

Rize’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 97. yıl dönümü dolayısıyla ilgili gündem dışı şahsım  adına söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum, 
Değerli Milletvekilleri,
Milli Mücadele döneminde, Rize üzerinde Rum-Pontus ve Ermeni talepleri ortaya atılmıştır. Ermeniler ve Pontuscu Rumlar Rize’yi Türk hakimiyetinden ayırmak için, 18 Ocak 1919 tarihinde toplanan Paris Barış Konferansı’na müracaatta bulunmuşlardı. Ancak her iki tarafın istekleri, Rize sözkonusu olduğu zaman çakışıyordu. Karadeniz kıyılarında kurulması düşünülen Rum-Pontus devleti sınırları içinde gösterilen Rize, aynı zamanda, kurulmaya çalışılan Büyük Ermenistan’ın yaşayabilmesi için Karadeniz kıyılarında önemli bir çıkış limanı durumundaydı. Paris’te Rum ve Ermeni heyetleri arasında yapılmakta olan bu pazarlıkların Türk kamuoyunda duyulması üzerine Rizeliler, alınan bu kararlara büyük tepki gösterdiler.

Mondros Mütarekesi’nden sonra Türkiye’nin işgali ve paylaşılmasına Rizeliler şiddetle karşı çıkmışlardır. Paris Barış Konferansı’nda Rum ve Ermenilerin Türkiye üzerindeki istekleri, bütün yurtta olduğu gibi, Rize’de de büyük tepki uyandırdı. Pontuscu Rumları temsilen Paris Barış Konferansı’na gönderilen heyetin, Rize’yi muhayyel Pontus devleti sınırları içine katma teşebbüsleri karşısında, Rize Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Nisan 1919’da Sadarete bir telgraf gönderdi. Bu telgrafta, hemen tamamının Müslüman olduğu liva halkının “kısmen misafire ten bulunan 10 ilâ 200 Rum’un hakimiyeti altına girmeleri”nin milletlerin hürriyet ve adalet kaidelerine uygun olmadığı belirtilerek, Türk idaresinden başka hiçbir devletin idaresinin kabul edilmeyeceği kesin bir dille ifade ediliyordu.
 
Rize’nin Doğu Anadolu’da kurulmaya çalışılan Ermenistan’a Karadeniz’de bir mahreç olarak verileceğine dair haberlerin duyulması üzerine, Paris barış Konferansı ile Fransız Hükümeti ve kamuoyuna duyurulmak üzere Trabzon’daki Fransız Siyasi Mümessiline bir protesto metni verildi. Bu yazıda, Rize’nin Türk vatanından ayrılamayacağı belirtilerek gazetelerin, “Ermenilerin mikdarlarıyla bir istihza teşkil eden Ermenistan hudud-ı mevhumesini göstermeğe kadar” işi ileri götürmeleri karşısında bu uğraşının sonuçsuz kalacağı, özetle, bazı kanıtlara istinaden savunuluyordu.
Bu muhitte ne Ermenilerin, ne de başka bir milletin tarihi hakkı yoktur; tarihin bilinen devirlerinden beri buraların sahibiyiz
         
Rize’nin Ermenilere bırakılacağına dair şayialar Artvinlilerin de tepkisine yolaçtı. Trabzon’da yayınlanan İstikbal gazetesine Artvin’den gönderilen bir mektupta, Rize’yi Ermenilere mahreç olarak vermek isteyenlere karşı şu sorular yöneltiliyordu: Rize’nin geçmiş ve yakın tarihini biliyor musunuz? Bir milletin siyasi ve iktisadi inkişafı için diğer bir milletin hayati varlığına son vermek düsturlarınıza, kitabınıza uyuyor mu? Masa üzerinde verilen hükümlerin Rize’nin sahil ve sarp dağlarında uygulanabileceğine kanii misiniz? Rize’nin Ermenilere sizin zannettiğiniz kadar kolay teslim edileceğini mi tasavvur ediyorsunuz? Yazının sonu, “Hak daima hakkındır. Ne büyük Ermenistan, ne de Pontus hayalleri ve ne de verilen kararlar dosyalarınız meyanında tarihten gülünç bir kıymeti haiz vesâik-i şer ve fitneden başka birşey olamaz. Efendiler uğraşmayınız!” sözleriyle tamamlanmaktaydı
 
Milli Mücadele döneminde Rize’de bir çok miting yapılmıştır. Erzurum’da Onbeşinci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın, “İstanbul’un işgali münasebetiyle her yer gibi Trabzon’da da mitingler yapılması ve İzmir gibi elim bir akıbete duçar olmaması için halkın tenvir ve irşad olunması”nı istemesi üzerine, Trabzon’da Üçüncü Fırka Komutanı Rüştü Bey 24.3.1920 tarihli cevabında, Trabzon Vilayetine bağlı Rize ve Giresun’da halkın”her türlü fedakârlığı ihtiyara azimkar bulunmakta olduğu”nu bildirmişti. Rize ve çevresinde daha ilk günlerden itibaren yapılan mitinglerle, Milli Mücadele heyecanı canlı tutulmaya çalışılmış ve yurdun haksız işgaline karşı halkın protestosu İtilaf Devletlerine iletilmişti.
 
Sevr Antlaşması’nın imzalanması da Rize’de büyük tepki uyandırdı. 27 Ağustos günü, “pek ağır ve elim şeraitle Türkiye’de hayat ve istiklâl bırakmayan... muahede-i sulhiyye nâmı verilen paçavranın protestosu için” onbin kişinin katıldığı bir miting yapıldı. Miting sonunda hazırlanan protesto bildirisi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından imzalanmıştı.
 
Rize ve çevresinde halk Milli Mücadele’nin başarıya ulaşması için aynı heyecanla Türkiye Büyük Millet Meclisi ve ordularını desteklediler; muhtelif zamanlarda cephelere gönüllü kafileler gönderdiler. İnönü Savaşlarının başladığı günlerde, Rize’nin teşkil ettiği ikinci gönüllü kafilesi Ordu ve Samsun üzerinden Ankara’ya uğurlandı
 
Kazanılan her zafer, kurtarılan her vatan toprağı Rize’de büyük sevinç ve heyecan uyandırdı. Rize’deki Milli Mücadele heyecanı kısa sürede Artvin’de de yayılmıştı. Milli Mücadele, Türk milletinin maddi ve manevi bütün varlığıyla çalışması sonucu kazanılmıştır. Başlangıçta çalışmalarını yerel kurtuluş çareleri ve muhtemel tehlikeler çerçevesinde sınırlandıran Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Misâk-ı Millî’deki hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için daha kapsamlı bir çalışma içerisine girmişlerdir. Rize’de de önce yerel tehlikeler, ardından Türkiye’nin işgal ve paylaşılmasına yönelik her türlü faaliyetlere karşı protesto ve mitingler düzenlenmiştir. Bu mitingler “Kuva-yı Milliye Ruhu”nun ve milli birliğin sağlanmasında önemli bir etken olmuş ve halkın topyekün Milli Mücadeleye katılmasını sağlamıştır.
 
Milli Mücadele’nin kazanılmasından sonra Gazi Mustafa Kemal Paşa Rizelilerin hemşeriliğini kabul etmiştir.
"Aziz milletimiz, İstiklal mücadelemizde, bağımsızlığı ve ülkesi için şanlı bir kurtuluş savaşı vermiş, destansı bir başarıya imza atmıştır.
 
Birinci Dünya Savaşı sırasında maruz kaldıkları düşman işgalinden 2 Mart 1918 tarihinde kurtulan Rizeliler de ortaya koydukları kahramanlık ve cesaretle tarih sayfalarına şanlı bir direniş destanı eklemişlerdir. Vatanı ve özgürlüğü en yüce değer olarak bilen Rizelilerin bu kahramanlıkları, bağımsızlık mücadelemizin zaferle sonuçlanmasında büyük katkı sağlamıştır.
      
Bu duygu ve düşüncelerle, böylesi bir tarihi onuru yaşayan Rize ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 97. yıl dönümünü kutluyor, tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygıyla anıyorum. Anlam ve önemi yıllar boyu unutulmayacak olan bu gün dolayısıyla tüm Rizeli hemşerilerimin coşkusunu paylaşıyor, selam ve sevgilerimi iletiyor , yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum."
Editör: TE Bilisim