Kıbrıs’ta bugünlerde yapılmakta olan 53. Ulusal Diyabet Kongresi’nde, oturumlarda birbirinden ilginç konular ele alınıyor. Özellikle Diyabet Diyetisyenliği Sempozyumu’nda Uzman Diyetisyen Ezgi Bellikçi Koyu, “Diyabette Kullanılan Bitkisel Desteklerin Etkinliği ve Güvenilirliği” konuşmasında oldukça ilgi çekici noktalara değindi.

Bitkisel kaynakların şifa amaçlı en çok tercih edildiği hastalıklardan biri diyabet. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de 108 cins bitki, halk arasında diyabete karşı kullanılıyor. Diyabetlilerin yaklaşık % 30’u bitkisel ürün desteği alıyor. En çok tercih edilen bitkiler arasında ise tarçın, ısırgan otu, çörek otu, zencefil, zerdeçal.

TARÇIN

Tarçın (ciamomum) Güneydoğu Asya’dan gelen, yaprak dökmeyen aromatik kokulu bir ağaç. Piyasada iki tip tarçın kabuğu var, Çin ve Seylan tarçını. İkisini de görüntüsünden ayırt etmek mümkün. Çin tarçını kalın tabakalı ve içi boş bir tüp gibiyken Seylan tarçını ince tabakalardan oluşuyor.

Piyasada bulunan 800’den fazla tarçın içeren ilaç görünümlü preparatlar var. Bunların en büyük iddiası “kan şekeri kontrolü”. Yapılan araştırmalara göre, tarçının kan şekeri üzerinde sınırlı bir düşüş yaptığı ancak HbA1c ortalamaları üzerinde etkisinin olmadığı görülmüş. Tarçın üzerine yapılmış araştırmalara göre, tarçının uzun vadede etkin olduğunun söylenmesi için yeterli veri, kanıt yok.

Ayrıca ülkemizde en çok kullanılan tarçın türü olan Çin tarçını. Bu da çok yoğun şekilde “kumarin” içeriyor. Kumarin birçok ilaçla etkileşime geçiyor ve yüksek dozlarda karaciğer ve böbreğe toksik etkili.

ISIRGAN OTU

Urtica türü olarak geçen ısırgan, ülkemizde yaygın olarak yetişiyor ve özellikle kanser tedavisinde kullanılıyor.

Isırganın toprak üstü kısmı ve toz haline getirilen yaprağının kullanıldığı iki ayrı araştırmanın sonuçları birbirinden oldukça farklı. Birincisinde herhangi anlamlı sonuç elde edilemezken, diğerinde açlık kan glikozu, HbA1c seviyelerinde düşüşler olduğuna dair gözlemler var.

Bitkinin kendisi mi, sapı mı, yaprağı mı yoksa ekstresinin mi kullanıldığının büyük fark yarattığı önemli. Özellikle yanlış bir uygulama olarak halk arasında yaprağı kaynatılarak tüketilen ısırganın aslında içeriğinin büyük bir kısmı suya geçmiyor.

Araştırmalar sonucunda ısırgan, alerjik reaksiyonlar, kaşıntı, mide, bağırsak bozukluğuna sebep oluyor. Şekerle ilgili kesin tedavi edici bir ilaç özelliği yok.

ÇÖREK OTU

Çörek otu ülkemizde her derde deva niyetine çok yaygın kullanılıyor. Fakat çörek otu son yıllarda bir çok doktorun muayenesinde diyabet ilacı diye parayla sattığı bir suiistimal aracı haline geldi. Ülkemizde birçok yerde yetişmekte olan bu bitki “nigella sativa” familyasından geliyor. İçeriğinde birçok esansiyel yağ asidini barındıran çörek otu toz, yağ ve ekstre halde kullanılabiliyor.

Özellikle çörek otunun, kan yağlarını düzenleyici, alerji tedavisine yardımcı, immün sistem güçlendirici etkileri üzerinde çalışmalar var. Etkili dozu günde 2 gram kadar olan çörek otunun açlık kan glikozu, HbA1c ve insülin direncinde azalma sağladığına dair bazı Uzakdoğu yayınları varsa da çok güven verici değil. Kesin olarak bilinmeli ki, çörek otu Tip 1 diyabet, Tip 2 diyabetin ileri aşamasında ilacın yerini alamaz, bunun bilimsel bir kanıtı yok.

ZENCEFİL

Zencefil yine ilaç adıyla satılan bir bitki. Güneydoğu Asya’da bulunan zencefil “zingiber officinale” olarak geçiyor. 64 diyabetik hasta üzerinde yapılan, 2g/gün kapsül zencefil tüketimine dayalı araştırma sonucunda açlık kan şekeri üzerinde herhangi bir azalma yok, ancak insülin duyarlılığında bir artış gözlemlenmiş.

Açlık kan glikozu üzerinde % 10’luk bir düşüş yarattığı araş- tırmalar olsa da, günlük 2-3 gramı geçmeyecek şekilde tüketilmesi ve doğal (kapsül halde olmayan) formda kullanılması önemli. Fazla kullanımında midede irritasyonal ve organ hasarlarına neden olabilir.

ZERDEÇAL

Diyabet ilacı olarak hastalara satılan bitkilerden biri de zerdeçal. Özellikle Güney Asya’da yetişen “curcuma” cinsine ait zerdeçalın da zencefil gibi rizom (köksap) kısmı tüketiliyor.

Diyabetiklerde zerdeçalın toz halde kullanıldığı klinik çalışma yok, ancak ekstre olarak etken madde kullanıldığında açlık kan glikozu, insülin duyarlılığı ve HbA1c seviyelerinde çok hafif düşme sağlıyor, ama bu etki ilaç boyutunda değil.

BİTKİSEL KAYNAKLI ZAYIFLAMA İLAÇLARI GÜVENİLİR Mİ?

Uzman Diyetisyen Ezgi Bellikçi Koyu, konuşmasında piyasadaki bitkisel zayıflama ilaçlarına da değindi. Piyasadaki 250 Uzakdoğu kökenli bitkisel ürünlerin analiz edildiği bir araştırmada bu ürünlerin % 25’inde toksik dozda yasaklanmış ilaçlar, % 7’sinde ise kontaminasyon ürünleri bulunmuş. Ayrıca ölüm riski yaratan “sibutramin” maddesi bulunuyor.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da şu: Bitkinin kullanılan kısmı, kullanım şekli ve miktarı etki konusunda bambaşka sonuçlar doğuruyor.

ASLINDA KULLANDIĞIMIZ İLAÇLAR BİTKİSEL KÖKENLİ

En çok kullandığımız birçok ilaç, belirli bitkilerin uzun yıllar süren araştırma sürecinden sonra etkinlik ve güvenilirliğinin saptanmasıyla elde edildi. Örneğin, Fransız leylağı (galega officinalis) ekstresinin 1900’lü yıllarda şeker düşürücü etkisinden şüpheleniliyor ve 1957 yılında bu bitkiden “fenformin” ve “metformin” elde ediliyor. Günü- müzde kan şekeri kontrolünde dünyada en çok kullanılan “metformin”, bu bitkiden elde edilen etken maddesi ama bir bitkinin ilaç haline getirilmesi en az 10-14 yıllık araş- tırma gerektiren uzun bir süreç.

Uluslararası kurallar gereği insan sağlığını korumak amacıyla, öncelikle bitki içindeki maddeden etken maddenin ayrıştırılması, saflaş- tırılması gerekli. Sonra deney hayvanları üzerinde yan etkilerinin araştırılması, gönüllü deneklerde başka organlar üzerinde uzun süreli etkilerinin incelenmesi gerekli. İlaç hali ancak ondan sonra geliyor ve kullanılıyor.

NE YAPMALI?

Diyabet ciddi bir hastalıktır. Farklı formları ve tipleri var. Her diyabet tipinin ayrı tedavi programı var. Hiçbir şekilde diyabet ilaçlarını bırakmayın.

Diyabet ilaçlarını bırakıp yerine otlardan yapılan ilaç adı altında bitkisel karışımlar kullanan birçok hastanın yaşamını kaybettiğini ya da ciddi sağlık sorunları olduğunu unutmayın.

Her sağlık sorununuz için o hastalığın uzmanına gidin, tıp diploması da olsa muayenesinde ilaç diye bitkisel karışımlar satan insanlardan uzak durun.

Kaynak: HABER7.COM

Editör: TE Bilisim