Çaykur Eski Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, hakkında sürekli çıkarılan olumsuz haberler üzerine sessizliğini bozarak Rize Yakamoz Restoranda gazeteciler ile bir araya geldi.

“STEVİA'YA DA ARAŞTIRMA YAPIP ÜRÜNÜ YETİŞTİRDİK FAKAT…”
Verimli çay fidanlarının dışarıdan getirilerek yetiştirilmesiyle ilgili çalışmalar yaparken stevia ile karşılaştıklarını anlatan Sütlüoğlu, “Asrın ürünü olarak adlandırılan bu ürünün; Türkiye’de de bazı yerlerde yetiştirildiğini, daha çok Akdeniz, Ege bölgelerinde yetiştirildiğini ancak çok verim alınmadığını ama önemli bir ürün olduğunu, bütün dünyada büyük bir talebin olduğunu, şekerden 400 kat daha tatlı olmasına rağmen 0 kalori, 0 toteinle mucizeyi bir bitki olduğunu anlattılar. Böyle olunca bunun nasıl bir bitki olduğunu, nerelerde yetiştiğini, Akdeniz ve Ege’de verim alınmadıysa acaba bu bölgede yetiştirilmez mi dedik. Daha sonra araştırma yaptık ve bu bitkinin ana vatanının Güney Amerika olduğunu, çayın yetiştiği bölgede yetiştiğini öğrendik. Gerekli incelemeleri yaptık, bu bitkinin bizde de yetişebileceğini gördük. Ziraattaki çay bahçesine bitkiyi dikerek, nasıl bir verim alacağız, başarılı olacak mı bunu da fiilen görmek istedik. 2013 yılında steviayı diktik. Bu arada siyah ve yeşil çayın yanı sıra beyaz çay, pudra çayı, meyve-bitki karışımlı çaylar yaptık, efsane olan soğuk çay yaptık. Onun da durumu ortada, içimizi yakan bir durumdur. Yani ÇAYKUR olarak durmadık ihracatımızı da artırdık. Bu bir marka başarısı hikayesidir. Dünya devleriyle rekabet etmiştir ve bunları köşeye sıkıştırarak, piyasanın da lideri olmuştur. Ama benden sona maalesef farklı ve olumsuz şeyler oldu” dedi.

‘KOCA BİR KUYRUKLU YALAN ORTAYA ATILDI’
Sütlüoğlu, “Stevia'yı diktiğimiz sene ürünün alındığını gördük. 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 senelerinde peş peşe çok verimli sonuçlar aldık. 1 dönüme 4 ton ürün elde ettik. Üstelik stevia üreten ülkeler, sulama ve ilaçlama yaparak üretim yapabiliyorlardı. Biz de iklim şartlarından dolayı sulamaya da, ilaçlamaya da gerek yok. Dünyada olmayan organik stevia üretme şansımız vardı. Stevia, her sene dünya pazarında birkaç milyar dolar pazar payı büyüyen bir üründür. Yüksek verim elde ettikten sonra bunun fabrikasını kurduk. Bu ürünü üretebilen yani fabrikası olan 6 ülke var, biz 7’nci ülke olacaktık. Görevim bittiği zaman fabrika bitmiş durumdaydı. Sadece arıtma tesislerinin bağlantıları yapılacaktı ama yapılmadı. Tarımda çağ atlayan bir ülke olacaktık ama olmadı. Çin’den en verimli tohumları getirerek, üretim yaptık, serada çoğalttık. 150 bin civarında fidan ürettik. Ben ayrılıncaya kadar da 20-30 bin fidanı vatandaşa dağıttık. Bu işi gönüllü olarak yapabilecek vatandaşımıza fidan dağıtıp, örnek olacak bir uygulama başlatmak istedik. Biz bunları dağıttık ama benden sonra maalesef hiç ilgilenilmedi ve kalan fidanlar kurudu. Alan vatandaşlar, ürettiler hatta kuruttular ama bunu ÇAYKUR almadı, vatandaş da satamadı. Oysaki biz alım garantisiyle vatandaşa satmıştık. Ürün vatandaşın elinde kaldı. ‘Olmadı, vatandaş rağbet göstermedi, dik değil düz alanda yetiştiriliyor’ gibi koca bir kuyruklu yalan ortaya atıldı. Böyle bir yalan olabilir mi, maalesef bakanı da yanıttılar ve ona da söylettiler. CHP milletvekili, çay alt komisyonunda çalışmış biri aslında konuyu da biliyor. Bu beyanatlar üzerine ‘yetişmeyen bir bitki için fabrika kuruldu, devletin 15 milyonu boşa gitti’ diye açıklamalar yaptı. Konu çok farklı yerlere taşındı. ÇAYKUR, AK Parti ve bölgemiz bunu hak ediyor mu? İmdat Sütlüoğlu’nu kötüleyeceğiz diye kendi partilerine, hükümetlerine zarar verdiklerinin farkında değiller. Biz bu ürünü Cumhurbaşkanımıza tanıttık hatta tattırdık. Rize Şekeri olarak da Sayın Cumhurbaşkanımız bunun adını verdi. Bunu bir Rize markası yapmak istedik” şeklinde konuştu.

‘STEVİA TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR FIRSATTIR’
O dönem, ‘Rize çayına tatlı bir kardeş geliyor’ diye slogan yaptıklarını hatırlatan Sütlüoğlu, “Bu kadar büyük ve önemli bir proje maalesef bu hale getirildi. Bu da diğer tüm projeler gibi evladım olan bir projedir. O nedenle içim yanıyor, çok acı çekiyorum. AK Parti iktidarında bir kurumun yöneticisinin değişmesi iktidarın değişmesi demek değildir. Aynı iktidarda yönetimin devamıdır, iktidar değişse bile bu tür uygulamaların olmaması gerekiyor. Türkiye’nin bundan kurtulması lazım. Steviada bizim maksadımız, gönüllü vatandaşlarla bu işi yapmaktı. 50 tonluk orta ölçekli bir fabrikaydı. Bu işte bir numara da Çinlilerdir. Bizler de Çinlilerle bu işi yapma karar almıştık, bu fabrika Çinlilere kurdurulmuş bir fabrikadır. Üretim ve tarım aşamasında Çinliler bize her türlü desteği vermek zorundaydılar, anlaşmayı bu şekilde yapmıştık. Çayın yanında vatandaşa ikinci bir gelir sağlamayı hedefliyorduk. Yaklaşık 10 kilo stevia yaprağından 1 kilo Rize şekeri elde ediliyor. Bunun kilosu uluslararası pazarda 120 dolardır. Çaylıkları yenilerken vatandaş, 4-5 yıl çaydan gelir elde edemeyecekti. İşte bu süreçte bu alanlara stevia ekecektik. Tüm bunların hesabını yaptık, birileri gibi araştırmadan peşin kanaatlerle, kuyruklu yalanlarla bir yerlere gitmeye çalışmadık. Stevianın 2 bin 900 metre rakımlı yerlerde yetişen türleri var. Çay ise 800 metre rakımda yetişiyor. Yani çayın yetişmediği rakımlarda da insanımıza bir gelir kapısı açacaktık. ‘Dikecek yer yok, her yer çaylık’ gibi söylemler yalandır. Türkiye’nin böyle bir fabrikaya ihtiyacı var. Türkiye’nin birçok yerinde bin 200 dönüm alanda stevia bitkisi ekildi. Ama ürün satılamıyor, çünkü ortada fabrika yok. Bu tarım yok olacak. Bu fabrikayı devreye sokarsak 7’nci ülke olabiliriz, tarım da kademe atlayabiliriz. Bu Türkiye için büyük bir fırsattır. Bu fabrika için bin dönüm araziye ihtiyaç vardı” ifadelerini kullandı.

‘VATANDAŞLARDAN TEŞEKKÜR ALIYORUM’
Steviayı dik bir arazide yetiştirdiklerini ifade eden Sütlüoğlu, “Neden böyle bir geleceği yok etmek istiyorlar, hayret ediyorum. ‘Düz arazide yetişiyor’ gibi ifadeler doğru değil. Son derece yüksek bir verim var.  Çin’den üretimde kullanılacak birkaç yüz bin dolarlık malzeme getirmiştik, bu malzemeler de bozuluyor. 2019 senesinde davet usulüyle fabrikayı birilerine kiralamaya çalıştılar. Çok ilginçtir ki 3 kişiye davet gönderilmiş. Bu kişiler stevia yetiştiren kişiler. Bu konu 2019 yılında Meclis’te gündeme geliyor. 2019’da Çay Araştırma Enstitüsü, çok verimli olduğunu, faydalı olduğunu, fabrikasının kurulduğunu belirten bir yazı gönderiyor. Maalesef böyle bir yazı da olmasına rağmen ‘ürün yetişmiyor, düz arazi olması lazım, vatandaş istemiyor’ diye yalanlar ortaya atılıyor. ÇAYKUR,  2 sene önce bu fabrikayı devreye alsaydı her yıl bir milyon dolar kazanırdı. Bu fabrika 3 senede kendini amorti eder. Ama işi nerelere taşıdılar. AK Parti’nin muhalefeti maalesef kendi içinde, AK Parti’nin siyasileri ve bürokratları kadar başka hiç kimse partiye ciddi zarar veremiyor. Ben vatandaşların arasında rahatlıkla dolaşıyorum. Herkesten teşekkür alıyorum. ‘Siz gittiniz iyilik bitti, yeniden işkence ortamına dönüldü’ diyorlar. Vatandaşımız, Cumhurbaşkanımızı çok sevdiği için partinin zarar görmemesi adına sabrediyor, susuyor. Ama bunu da istismar etmesinler. Herkesin toparlanması lazım, meydan bu kadar boş değil. Kimse beni bu şekilde kötüleyemez” diye konuştu.

‘SOĞUK ÇAY BİTTİ, YERE ÇAKILDI’
ÇAYKUR’da çay dışında hiçbir şey yapmama gibi bir anlayışın olduğunu ifade eden Sütlüoğlu, “ÇAYKUR’un ciddi bir potansiyeli var, ÇAYKUR’u çok farklı bir yere taşıdım. Yaptığımız tüm yeniliklere karşı çıktılar ama ben onları dinlemedim. Benden sonra hızlı bir şekilde eski haline geri döndü. Soğuk çay bitti, yere çakıldı. Marka değeri olan bir ürün bugün konuşulmuyor. Türkiye marka fakiri bir ülke ama biz sıfırdan bir marka çıkardık. Her şeyi hazır bıraktık, ayrıldığım sene sistemi bozdular. Bu konuda Cumhurbaşkanımızla çok geniş görüşme imkanım olmadı. Ama durumu söyledim, notları da kendisine verdim. O da ilgilendi, bakanlıklara konuyu iletti. Ancak oralardan bir sonuç çıkmadı” dedi.

Editör: TE Bilisim