FETÖ Örgütü'nün geçmiş yıllardan buyana, Ergenekon sürecinde ve sonrasında insanları nasıl mağdur ettiğini anlattı...

İşte Peker'in sosyal medyada tıklanma rekoru kıran 'FETÖ'ye ASLA MERHAMET EDİLEMEZ!!!' başlıklı o yazısı;

Kıymetli dostlarım,

Bugünkü yazımda, cezaevinde olduğum dönemde yaşadığım bir anımı sizlerle paylaşmak isterim. Ergenekon Davası’nda karar açıklanıp ceza aldıktan sonra koğuşuma döndüğümde, bahçede volta attığım sırada kendi kendime konuştuğumu fark ettim. (On senedir yattığım ve yan hücremde kalan arkadaşın tahliye olmasından dolayı tek başıma olduğum için acaba ruh sağlığım mı bozuluyor diye düşünmeye başladım.)

Koğuşun çok küçük ve sadece beton ve demirden ibaret olan bahçesinde kendi kendime şöyle diyordum; "YÜCE ALLAH’ım hikmetinizden asla sual olunmaz. Çünkü bizler Amentü’ye iman etmiş insanlarız." (Ancak insan olarak benim aklım maalesefki birçok şeyi anlayamıyor.)

Haksız yere insanların ölümüne, ocakların dağılmasına, daha da kötüsü yüz binlerce insanın yaşayan ölüler haline gelmesine sebep olan ‘’FETÖ’’ örgütünün bu yaptığı zulümlerin ve bizim çektiklerimizin mutlaka bir anlamı vardır. YÜCE ALLAH’ım bunu anlayabiliyorum ancak; öz ablasını öldürmüş, af sayesinde cezaevinden çıkmış, cezaevinden çıktıktan sonra öldürdüğü ablasının kızını randevu evine satmış ve (yani öz yeğenini) bundan da ayrıca tutuklanıp ceza almış, sonrasında Danıştay saldırısının gerçek organizatörü olan bir insanın karar mahkemesinde tahliye olup, FETÖ örgütünün bu şahsın ifadelerine dayanarak birçok insana ceza verebilmesini, bu adaletsizliği anlayamıyorum YÜCE ALLAH’ım demiştim. (Bunu söylerken de yüreğimin acısını hissetmiştim.)

Kıymetli dostlarım, kendi kendime yürürken FETÖ örgütüne ettiğim bu ah aslında hiç bir şeymiş… Bugün bir annenin kızının cenazesinde ettiği bedduaları dinledim. VALLAHİ o beddualar ve onun kadar etkili olan başka beddualar Arşı Alemi titretmiş, MEVLANIN gazabını FETÖ örgütünün üzerine çevirmiştir.

Bu anne, FETÖ örgütünün kendi elemanlarına yer açmak için ordudan namusuna laf edilerek uzaklaştırılan Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu’nun annesiydi. Nazlıgül kardeşimiz namussuzluk suçlamasıyla ordudan atılmasına dayanamamış intihar ederek kendini öldürmüştü.

Nazlıgül kardeşimizi ordudan atan FETÖ, onun yerine kendi bayan teğmen pilotlarını hava kuvvetlerine sokabilmiş ve tutuklanan o kadın üst teğmene de İstanbul’u bombalatabilmişti. FETÖ örgütünün amerika, israil, almanya’nın yardımıyla dahi bu darbeyi başarıya ulaştıramamasının en büyük sebebinin bizim devletimizin büyüklüğünden ziyade ŞEHİT NAZLIGÜL kardeşimiz gibi mağdurların yakınlarının beddualarıdır.

Bu beddualar Arşı Alemi titretmiş YÜCE ALLAH’ın lanetini onların üzerlerine çekmiştir. Onlar tuzak kurmuş, tüm bu zulümleri yapmışlardır. Ancak onların unuttuğu en hayırlı tuzak kuranın YÜCE ALLAH olduğudur.

Müslümanlar arasında bir sorun oluştuğunda her birinin karşılıklı anlatacak birçok sözü olur. Bu durumlarda yapılacak en doğru şey PEYGAMBER EFENDİMİZİN (S.A.V.) hakemliğine başvurmaktır. Onun sahih hadislerine yönelmektir. PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) bu durumlar için şöyle diyor; ‘’MERHAMET ETMEYENE MERHAMET EDİLMEZ!..’’

Bu caniler Nazlıgüllere, bizlere merhamet etmediler. Bu sebeple de bizlerden asla merhamet göremeyecekler. Eski bilgelerin söylediği şu sözü asla unutmamalıyız; ‘’Üzülmek yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez. Sadece bu günün gücünü tüketir.’’ Hem bizlerin, hem de Nazlıgül kardeşimiz gibi zulme uğrayanların hakkını alabilmemiz için üzüntülerimizi bir kenarda canlı olarak beklemeye alıp var gücümüzle bu canavarları yok etmeye odaklanmalıyız…

BİR UMUTTUR YAŞAMAK
SEDAT PEKER

Editör: TE Bilisim