Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Servet Karasu, Dünyanın birçok yerinde şehirler kalabalıklaştıkça deniz üzerinde alanlar ve binalar inşa etmenin yaygınlaşmakta olduğunu kaydederek, bunlar yapılırken deniz ekosistemine ve balık yuvalarına verilen zararların görmezden gelinmemesi gerektiğini, dolguyu ve üzerindeki yapıları inşaat tekniğine uygun bir şekilde yapmak gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Karasu, konu hakkında yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:”Son günlerde Rize’de şehir hastanesinin yapılıp yapılmayacağı, yapılacaksa nereye yapılacağı, deniz dolgusu üzerine hastane yapmanın uygun olup olmadığı gibi tartışmalar yapılmaktadır. Hastanenin yapılıp yapılmayacağı, Ülkemizi ve ilimizi yöneten sayın yöneticilerin karar vereceği bir husustur. Ancak Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı olarak beni ilgilendiren, deniz dolgusu üzerinde yapılaşma olup olmayacağıdır. Bu konuya girmeden son yıllarda dünyada deniz dolgusu üzerinde yaşanan gelişmelerin neler olduğu ve deniz dolgusu üzerinde dünyada nasıl bir yapılaşmanın olduğu konularında bilgiler vereceğim.

Dünyanın birçok yerinde şehirler kalabalıklaştıkça deniz üzerinde alanlar ve binalar inşa etmek yaygınlaşmaktadır. Şehirler git gide denizi kullanmaya daha istekli hale geliyorlar. Dev adalar, milyonlarca metreküp kum kullanılarak inşa ediliyor. Malezya’dan Dubai ye, Çin’den Nijerya’ya kadar birçok ülke denizi doldurarak alan kazanıyor. Özellikle Asya’da bu yeni bir olay değil. Yıllardır Çin ve Japonya yapay adalarla topraklarını genişletiyor. Son yıllarda Çin’de birçok kıyı şehrinin kıyı alanlarını büyütme projesi devam ediyor. Çin’de yaklaşık 700 km2 lik alan deniz doldurularak yerleşime açıldı. Sadece 2010 yılında bir bölgede 130 km2 lik bir alan doldurularak üzerinde devasa binalar yapıldı. Malezya 2050 yılına kadar 700 bin kişinin yaşayacağı bir projeye başladı. Filipinler 4 km2 lik bir bölgede dolgu çalışmalarına devam ediyor. Sri Lanka ise yeni bir finans merkezi için yine denizi doldurarak inşa çalışmalarına başladı. Singapur, topraklarını %20 oranında dolgularla artırdı ve dolgu alanlarını 2030 yılına kadar 750 km2’ye kadar çıkarmayı hedefliyor. Bunu yaparken Endonezya, Kamboçya ve Malezya’dan ithal ettikleri kumları kullanıyorlar. En meşhur deniz dolguları ise Dubai’de bulunmaktadır. Dubai, denizi doldurma işini bir sanata dönüştürmüş ve yapay adalar için 110 milyon m3 kum kullanmıştır. Nijerya kıyı şehri Lagos’u Batı Afrika’nın ekonomi merkezi haline getirmek için Atlas Okyanusunun hırçın dalgalarına maruz kıyılarından korunaklı olacak şekilde 10 km2 ‘lik bir alanı doldurarak üzerinde yapılar inşa etmeye başlamıştır. Konut krizi yaşayan en küçük Avrupa ülkesi Monaco topraklarını son yüzyılda yaklaşık olarak % 20 oranında denize doğru genişletmek zorunda kalmıştır. Yaklaşık 2 milyar dolarlık bir proje ile deniz dolgusunda 1000 kişilik konut ve ticari alanlar inşa edilmektedir.

Bütün bunlar yapılırken deniz ekosistemine, balık yuvalarına verilen zararlar görmezden gelinmemelidir. Dünyada durum böyleyken şu konu unutulmamalıdır, her kıyı özeldir, kendine özgü niteliklere sahiptir. Bir kıyı yöresine müdahale edilirken başka bir yerde problemlere neden olma riski her zaman mevcuttur. Dolayısıyla bu işler yapılırken her bölge titizlikle ele alınmalı, yörede yaşayanların tecrübeleri ve fikirleri de mutlaka dikkate alınmalıdır.

Görüldüğü gibi ne denizi doldurarak alan kazanma işi yenidir, ne de deniz doldurarak elde edilen alan üzerinde yapılaşma sadece ülkemize ait bir durumdur. Deniz dolgusu üzerinde, dünyada olduğu gibi, binalar yapılabilir. Önemli olan dolguyu ve üzerindeki yapıları inşaat tekniğine uygun bir şekilde yapmaktır. Dolgu alanları üzerinde yapılacak inşaatların taşıdığı oturma vb risklerde öncelikli olarak bertaraf edilmelidir."

Karadeniz'de yeni keşif! Fatih Sondaj Gemisi yeni bir kuyu kazıyor Karadeniz'de yeni keşif! Fatih Sondaj Gemisi yeni bir kuyu kazıyor
Editör: TE Bilisim