İşte Taha Dağlı'nın o yazısı;

3 ülke, üçü de Müslüman, üçü de Arap, üçü de Afrika coğrafyasında, üçü de yer altı kaynakları ve stratejik konumlarıyla ilgi odağı ve üçünün de sokakları karışık. Birinde iç savaş, birinde halk ayaklanması, diğerinde darbe girişimi var.

 

 

LİBYA’DA 8 YILDIR DEVAM EDEN KAOS, YENİ BİR İÇ SAVAŞI BAŞLATTI

Libya, 2011 Mart ayında Arap baharı rüzgarına kapılan ülkelerden biriydi.

 

 

NATO müdahalesiyle Libya'da iç savaş patlak verdi.

20 Ekim 2011’de Sirte’de NATO uçakları tarafından yapılan saldırıda vuruldu.

Yaralı olarak ele geçirildikten sonra linç edilip, öldürüldü.

NATO, Muammer Kaddafi’yi Libya halkına teslim edip, linç ettirmişti.

O gün Kaddafi dönemi resmen kapandı ama asıl kavga ondan sonra başladı.

2011'den bu yana 8 yıl geçti.

Libya'da sular hiç durulmadı.

2014'e gelindiğinde General Halife Hafter isimli eski bir asker, Libya'da darbe yapmaya kalktı.

Darbe girişimi kısmen başarılı oldu.

2015'de Libya'da iki farklı hükümet kuruldu...

Hafter, Kaddafi döneminde sürgüne gönderilen bir isimdi.

CIA'e yakınlığıyla biliniyor.

Kaddafi öldürüldükten sonra Libya'ya döndü.

Amerika'nın desteğiyle silahlı grupları bünyesinde topladı.

2014'deki darbe girişiminden bir yıl sonra Tobruk'ta alternatif bir yönetim oluşturdu.

Bugün Hafter'in arkasındaki güç sadece Amerika değil.

İsrail, Mısır ve BAE de Hafter'i destekliyor.

Onlardan aldığı güçle General Hafter, Trablus'u işgal girişimine soyundu.

Ve Libya'nın başkentine yönelik saldırı başlattı.

Libya'da iç çatışmalar yaşanıyor.

Onlarca kişi hayatını kaybetti.

Trablus yönetimi, Hafter'in saldırılarına karşı koymaya çalışıyor.

Ama nereye kadar dayanır, bilinmiyor.

LİBYA BATI İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?

Peki Libya'daki iç savaşın sebebi ne?

Neden Hafter isimli ABD destekli eski bir general, kendi ülkesinde merkezi yönetime darbe yapmaya kalkıyor?

Libya özellikle petrol rezervleri ile ön plana çıkan bir ülke.

Bugün Amerika'nın dışardan müdahaleyle yönetimini değiştirmeye çalıştığı Venezuela, petrol rezervleri bakımından dünyanın bir numarasıyken; Libya da 48 milyon varille 9. sırada yer alıyor.

Libya'nın Avrupa için de önemli bir stratejik konumu var.

Kuzey Afrika'nın ve Akdeniz'in çıkış kapısı konumunda yer alıyor.

Ticaret yollarının yanı sıra göçmen akınının da güzergahı.

Avrupa’ya ulaşmaya çalışan Afrikalı kaçak göçmenlerin son durağı Libya.

Göçmen akınının engellenmesi noktasında da Libya Batı için önemli bir yer.

CEZAYİR’DE NELER OLUYOR?

Libya gibi son günlerde karışık olan bir diğer kuzey Afrika ülkesi ise Cezayir.

Cezayir'de yaklaşık 20 yıldır iktidarda bulunan Abdülaziz Buteflika'nın 5. dönem için başkanlığa adaylığını koyma hamlesi, geniş katılımlı protestoları beraberinde getirmişti.

Buteflika günler süren eylemlerin ardından geri adım attı.

Önce seçimi erteledi.

Ancak sokaktaki halk bu kararla yetinmedi.

Çünkü istedikleri şey seçimin ertelenmesi değil Buteflika'nın gitmesiydi.

Protestolar sürünce Buteflika istifa etti.

Ancak rejim işbaşındaydı.

Cezayirliler, Buteflika'nın istifasına da "yetmez" diyerek, sokaktan çekilmedi.

"Rejimin tamamı değişmeli" talebinde bulundu.

Son olarak Cezayir'de Buteflika'nın istifasının ardından Anayasa'ya göre geçici cumhurbaşkanlığı görevini Millet Konseyi Başkanı Abdülkadir bin Salih üstlendi.

Halk buna da tepki gösterdi.

Cezayirliler, bin Salih'i, "Buteflika rejiminin temel taşlarından biri" olduğu suçlamasıyla reddetti.

Cezayir eski bir Fransız sömürgesi.

Fransızların soykırım gerçekleştirdikleri bir müslüman coğrafyası.

Fransız etkisi hala etkili şekilde var.

Batı'nın ilgi odağı olan bir ülke.

Çünkü petrol kaynaklarının yanı sıra çok büyük yer altı zenginliklerine sahip.

100 ton altın rezervi; 10 milyon ton demir rezervi; 30 bin ton uranyum rezervi bulunuyor.

Doğalgaz rezervleri bakımından dünyada 10. sırada yer alıyor.

3 milyon hektarlık tarım arazileri var.

Ancak Cezayir halkı, sömürgelerden bir türlü kurtulamıyor.

Ülkenin tüm bu zenginliğine rağmen Cezayirliler, yoksulluk ve işsizliğin pençesinde.

VE SUDAN

Gelelim Sudan'a.

Sudan'da da Devlet Başkanı Ömer Beşir'e yönelik darbe girişimi var.

Sudan halkı bir süredir sokakta, Beşir'in istifasını istiyor.

Geçen ayki gösteriler Ömer Beşir'in ılımlı tavırlarıyla sonlandırılmıştı.

Ancak geçtiğimiz hafta sonundan itibaren yeni bir ayaklanma başladı.

Bu kez sokaklarda çatışmalar da yaşanıyor.

Göstericilerin yanında ordu içerisindeki bazı askeri birliklerin de saf tutuğu görüldü.

Askerle, devlet başkanına bağlı güvenlik güçleri arasında çatışmalar meydana geldi.

Çok sayıda kişi hayatını kaybetti.

Yer altı kaynakları nedeniyle daha önce ikiye bölünen Sudan'ın stratejik önemi ve islami yapısı;

özellikle bölgedeki diğer Afrika ülkelerini kontrol altında tutmaya çalışan BAE ve İsrail gibi güçler açısından rahatsızlık verici bir durum.

Ayrıca Sudan'ın Türkiye ile de yakın ilişkileri var.

Sevakin adasının Türkiye'ye verilmesi ve Sudan ile Türkiye arasındaki tarım işbirliği gibi etkiler de endişe kaynağı. Bu nedenle Sudan'a yönelik müdahalenin arkasında İsrail ve BAE'nin olduğu öngörülüyor.

Kaynak: HABER7.COM

Editör: TE Bilisim