15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programları doğrultusunda Amasya’da düzenlenen etkinliklere katılan Naci Bostancı, habercilere yaptığı açıklamada CHP ve HDP’nin ikili bir dil geliştirip darbeye ve darbe girişimine karşı olduklarını sözel olarak ifade ettiklerini ancak darbeye karşı olmanın bu kadar ifadelerle geçiştirilecek bir iş olmadığını vurgulayarak, "O darbenin sorumlularının, toplumsal kesimdeki karşılığının ortadan kaldırılması, tasfiye edilmesi, devletin ve ülkenin selameti için bu mücadelenin verilmesi hayati bir iştir. İşte bu mücadelenin verilmesi sürecine ilişkin bir ortaklaşa siyaset konusunda CHP’nin ve HDP’nin sınıfta kaldığını görüyoruz. Burada AK Parti ve MHP çok daha kararlı bir tavır sergilediler. Bu işi bir siyaset meselesi, bir siyasi rekabet meselesi olarak görmediler. Türkiye’nin, Türkiye’deki her kesimin, bütün toplumsal kesimlerin ortak değeri olan halk iradesi ve demokratik normların egemenliğinin sağlanması olarak gördüler” diye konuştu.
CHP’nin 15 Temmuz ve sonrasındaki gelişmelere ilişkin diline bakıldığında FETÖ yapılanması, toplumsal karşılığı ve mücadelenin yollarına ilişkin devletin ne yapması gerektiğine yönelik rasyonel, akılcı, bu mücadeleyi destekleyici bir dilinin olduğunu görmediklerinin altını çizen Bostancı, “CHP’nin yürüyüşüne ilişkin de rahatsız edici unsur bir tarafıyla buydu. Sanki FETÖ’ye destek veriyormuş şeklinde anlaşılan tarafı buydu. ‘Adalet’ diyorlar. Adaletin yanına milletine iradesini de savunan, daha geçen yıl millet iradesine meydan okumuş, bir suikastta bulunmuş, toplumun derinliklerine nüfus etmiş bu çeteye karşı o haklı mücadeleyi de ifade eden bir yaklaşımı da koysalar denilebilir ki evet bu insanlar demokrasinin yanında, halk iradesinin yanında, FETÖ ile mücadelenin yanında, problemlere ilişkin bir itiraz dile getiriyorlar. Bu anlaşılabilir. Ama yok. 'Ben sadece adalet için yürüyorum.' Peki, millet iradesi, darbe girişimi. Bu çete yapılanması. Onlara karşı ne diyorsun? Onlara karşı tık yok” şeklinde konuştu.
Murat Çelik A.
Kaynak: IHA
