Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, kaybolduğu iddialarından 133 gün sonra Irak'ın Kerkük kentinde ortaya çıkan Külter ile ilgili güvenlik güçlerine ithamda bulunan Demirel hakkında hazırlanan fezlekede, 18 Haziran 2016'da İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesince merkez Bağlar ilçesindeki Koşu Yolu Parkı'ndaki anıtın önünde, "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" eylemlerinin 384. haftasında açıklama yapıldığı belirtildi.

Açıklama sırasında grubun, "Hurşit Külter nerede?" ibareli dövizler taşıdığı, sözde kayıp yakınlarına ait fotoğrafların açıldığı ifade edilen fezlekede, eyleme katılan Demirel'in, Külter ile ilgili konuşma yaptığı bildirildi.

O gün yaptığı konuşmaya da yer verilen fezlekede, Demirel'in terör ve terörist unsurlara karşı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve emniyet mensuplarının yürüttüğü operasyonları itibarsızlaştırmaya çalıştığı öne sürüldü.

Demirel'in halen milletvekili olması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 83. maddesi gereğince yasama dokunulmazlığına sahip olduğu anımsatılan fezlekede, hakkında soruşturma yürütülebilmesinin TBMM Başkanlığı'nca dokunulmazlığının kaldırılması şartıyla gerçekleşebileceği kaydedildi.

Yasama dokunulmazlığının kaldırılması halinde Demirel hakkında, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılacak.

HURŞİT KÜLTER İLE İLGİLİ SÜREÇ

DBP Şırnak il yöneticisi Hurşit Külter'in Şırnak'ta kaçırıldığı iddiaları, 27 Mayıs 2016'da bazı sosyal paylaşım sitelerinde yer almıştı.

HDP yöneticileri, Külter'in Şırnak Gümüştepe Özel Harekat Üssü'nde tutulduğu, işkence gördüğü, kayıp olduğu yönünde yoğun propaganda yaparak güvenlik birimlerine yönelik ağır ithamlarda bulunmuştu.

Külter'in avukatı Mesut Gerez'in başvurusu üzerine harekete geçen İçişleri Bakanlığı, iddiaları araştırması için 14 Haziran'da müfettiş görevlendirmiş, mülkiye başmüfettişi tarafından yerinde yapılan detaylı araştırma sonucunda hazırlanan rapor, İçişleri Bakanlığına gönderilmişti.

Raporda, Külter'e ilişkin vekillerin dile getirdiği iddiaların herhangi bir tanık anlatımı, delil veya somut belgeye dayanmayıp, tamamen muhtelif gazete ve sosyal medyada yer alan hesaplarından derlenen yazı ve yorumlardan oluştuğu belirtilerek, yapılan araştırmada, müşteki vekilinin beyanı ile sosyal medyada yer alan haber ve yorumların dışında, söz konusu iddiaları doğrulayacak herhangi bir bulgu, bilgi ya da belgeye ulaşılamadığı kaydedilmişti.

İddiaya dayanak gösterilen "@tweet_Guneydogu" isimli/rumuzlu Twitter hesabının kullanıcı ya da kullanıcılarının kim/kimler olduğunun teknik olarak tespit edilemediği aktarılarak, Şırnak'ta görevli güvenlik görevlileri hakkında yapılacak hukuki bir işlem bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmişti.

Külter ise kaybolduğu iddia edilen tarihten 133 gün sonra, 7 Ekim 2016'da Irak'ın Kerkük ilinde ortaya çıkarak bazı uluslararası kanallara açıklama yapmıştı.

İçişleri Bakanlığı, Külter'in Şırnak'ta kaçırılarak gözaltında tutulduğu, işkence gördüğü ve infaz edilmek istendiği yönündeki iddiaları propaganda aracı olarak kullandığı iddiasıyla, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Külter'in avukatı Mesut Gerez hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Kaynak: HABER7.COM

Editör: TE Bilisim