Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Eğitim Merkezi (MEBS) Öğrenci ve Kurslar Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Metin Bilgici, kursiyer teğmenleri savundu.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmanın 11'nci celsesinde, Mamak'taki MEBS'ten kursiyer teğmenleri silahlandırarak sivil araçlarla Akıncı Üssü'ne götürdüğü, kursiyer teğmenlerin bir kısmını Akıncı Üssü nizamiyesinde bir kısmını da üs karargah binasının korumasına tahsis ettiği iddia edilen sanık Bilgici savunmasına başladı.

İddianamenin ek klasörlerini görmesinin engellendiğini, savunma hakkının kısıtlandığını iddia eden Bilgici, Mamak'taki yeni görev yerine atandıktan yaklaşık 1 ay sonra 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yaşandığını, kendisinin bu süre zarfında sadece yeni birliğine katılma işlemleri ve kursiyer astsubay ve teğmenlerin mezuniyet törenlerinin hazırlıklarıyla ilgilendiğini kaydetti.

15 Temmuz ve öncesinde bölük komutanları veya kursiyerlerle darbeye yönelik toplantı, çalışma ve ön hazırlık yapılmadığını, bu kapsamda hiçbir emir ya da talimat vermediğini, almadığını öne süren Bilgici, 15 Temmuz günü çocuğunu kreşten almak için saat 18.00 sıralarında birliğinden ayrılarak evine geçtiğini, saat 21.00 sıralarında da sanık Bilal Akyüz'ün aramasıyla tekrar birliğine döndüğünü anlattı.

Bilal Akyüz'ün kendisini aradıktan yaklaşık 4 saat sonra Akıncı Üssü'ne gidebildiğini ifade eden Bilgici, "Darbeden önceden haberim olsa planlama ve hazırlık yapar ve 2 saatte Akıncı Üssü'nde olurdum. Hiç kimsenin izni iptal edilmediği gibi birçok personele de izin verildi. Kursiyerlerin hiçbirine 15 Temmuz'da kışlada olun emri verilmedi. Kursiyerlerle haberleşmek için mesaj grubu kurulmadı, mevcut gruplara dahil olunmadı. Araç planlaması önceden yapılmadı." dedi.

Sanık Bilgici, Bilal Akyüz'ün kendisini arayarak "Terör saldırısı olacağı yönünde istihbarat var. Kursiyerleri tam teçhizatlı hazır et" dediğini, 15 Temmuz'dan önceki 9 ay içinde Ankara'da yaşanan 3 terör saldırısını düşününce ve Akyüz'ün kendisini Genelkurmay Başkanlığının emriyle Kara Kuvvetleri Komutanlığı adına aradığını söylediği için süratle reaksiyon göstererek, kendisinden istenileni yerine getirmeye çalıştığını anlatarak, emrindeki subay ve astsubayları, bölük komutan vekilini mesaiye çağırdığını, kursiyerlerin de çağrılması emrini verdiğini söyledi.

Bilal Akyüz'ün daha sonra tekrar aradığını, "80 kişi hazırlasan yeterli olur" dediğini, kendisinin de rastgele işaretlediği listeden astsubay temel kurs birliğinden yaklaşık 40 kişinin çağrılması talimatını verdiğini ifade eden Bilgici, listede işaretleme yaparken öncelikle yakın bölgede oturanları tercih ettiğini ancak daha sonra birçok kişinin yakınlarda oturduğunu fark etmesi üzerine adreslere dikkat etmeden işaretleme yaptığını kaydetti.

Bilgici, kursiyerlerin istihkakları olan tabancalarını 15 Temmuz akşamı terör saldırısı nedeniyle sıkıyönetim ilan edildiğini düşündüğü için dağıttığını, piyade tüfekleri için mühimmat temin edilmediğini, Akıncı Üssü'nün nerede olduğunu bilmediği için konum bilgisi alarak Akıncı Üssü'ne gittiğini savundu. Bilgici, Bilal Akyüz ile ikinci telefon görüşmelerinde kışladan çıkma konusunda amirlerinin bilgisi olmadığını söylediğini, Akyüz'ün de kendisine "amirlerine bilgi verildi" dediğini iddia etti.

Sanık Bilgici, "15 Temmuz'da yaptığım şey, sıkı yönetim kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri kapsamındaki bir birliğin emniyetinin takviyesi olarak aldığım, kanunsuz olmayan, hizmete müteakip emir üzerine, emniyeti takviye etmek için kursiyerleri Akıncı Üssü'ne götürmek ve havacıların emrine vermektir. Televizyondan da köprünün kapatıldığını görünce terör nedeniyle sıkı yönetim ilan edildiğine yönelik kanaatim netleşti." dedi.

Mamak'taki birliğinde yeterli askeri araç bulamayınca, kursiyer teğmen ve kendi araçlarıyla Akıncı Üssü'ne gitmek için yola çıktıklarını, yolda kursiyerlere hitaben "İçiniz rahat olsun, görev verildi, çıktık" dediğini, ancak bazı kursiyerlere de terör saldırısı ihbarı olduğu yönünde açıklama yaptığını belirten Bilgici, 9 sivil araçla saat 23.50'de MEBS'ten çıktıklarını, Akıncı Üssü nizamiyesinden "emniyet takviyesi için geldiklerini" söyleyerek giriş yaptıkların, havacı bir binbaşının eskortluğuyla 143. Filo'ya geçtiklerini, burada da Bilal Akyüz'ün emriyle kursiyerleri nizamiye ve diğer bölgelerde gruplar halinde görevlendirdiğini söyledi.

Akıncı Üssü'nde bulunduğu sürede emir-komutayı devrettiğini ve üssü bilmediği için hiçbir emir vermediğini, sadece kursiyerlere ihtiyaç duymaları halinde kendisini aramaları için telefon numarasını verdiğini öne süren Bilgici, şunları söyledi:

"Ben MEBS'ten 'amirlerin haberi var' bilgisiyle çıkış yaptım. 2 saatten fazla süre geçmesine rağmen birinci ve ikinci amirlerim beni hiç aramadı. Bana ulaşılmak istenilse her iki amirim de mahiyetimdeki personel vasıtasıyla bana ulaşabilirlerdi. Saat 03.30’a kadar her şeyin normal olduğu düşüncesiyle hareket ettim. Mahiyetimdeki bölük komutan vekilinin bana olaylara ilişkin mesaj göndermesiyle anormal bir durum olduğunu anladım."

Sanık Bilgici, daha sonra Bilal Akyüz'ün yanına giderek illegal bir durum olup olmadığını sorduğunu, Akyüz'ün kendisine "Evet var" dediğini, bu cevap üzerine aracına giderek radyodan haberleri dinlediğini kaydederek, "İllegal olayın içine çekildiğimi, ikaz edilmeyerek benim ve mahiyetimin kullanıldığını, kandırıldığını, iki taraf arasında oyuna geldiğimi düşündüm. İlk olarak nizamiyeden çıkmaya karar verdim. Nizamiyeden çıkış olmayacağını anladım. Kursiyerlere hiçbir emir vermeyerek emir-komuta zincirinden çıkmanın uygun olacağına karar verdim. Amirlerime de güvenemeyeceğimi anladığım için en doğru kararın Akıncı Üssü'nde adalete teslim olmak olduğuna karar verdim." ifadesinde bulundu.

Akıncı Üssü'ne kursiyerleri götürmek dışında hiçbir eylemde bulunmadığını, kimseye emir vermediğini öne süren Bilgici, hakkındaki suçlamalara ilişkin hiçbir maddi delil bulunmadığını, herhangi bir örgüt içerisinde yönetici olmadığı gibi üyeliği de bulunmadığını savundu.

Tek yöneticilik vasfının tabur komutanlığı olduğunu vurgulayan Bilgici, şunları ifade etti:

"Mahiyetimdeki kursiyerler ve amirleri olduğum personel, tabur komutanı olarak verdiğim emirleri yerine getirmekten başka bir şey yapmadı. Emirlerimi yerine getirmeleri onları örgüt üyesi yapmayacağı gibi emir-komutam altındaki personele tabur komutanı olarak emir vermem de beni silahlı terör örgütü yöneticisi yapmaz. Olay günü mahiyetime kanunsuz ve konusu suç teşkil eden hiçbir emir vermedim. Mahiyetim de amirleri olarak benim verdiğim, tamamı kanuna uygun olan emirleri yerine getirmekten dolayı suçlanamazlar. Kursiyer teğmenler ve bölük komutan vekilinin darbeye teşebbüs kapsamında hiçbir suçu yoktur. Onların benim verdiğim emirlerden kaynaklanan bir suçu varsa suçlu onlar değil benimdir. Çünkü onlar sadece yapmak zorunda oldukları, verdiğim emirleri yerine getirdiler."

Kaynak: HABER7.COM

Editör: TE Bilisim