Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları; 

 

 

Derneğimizin bugüne kadar bu süreç içerisinde bugün hizmete girecek olan yeni binamızın töreninde de katılamayacağım bir cenaze merasimimiz var yoksa orada da olmak istiyordum. Hayırlı olmasını diliyorum. 

''ABA ALTINDA SOPA GÖSTERİRLERDİ''

Eğitim öğretimin amacı ideal insan yetiştirmektir. Milletimizin inancına değerlerine tarihine kültürüne uygun bir eğitim öğretim sistemi yapmalıyız. Hep ne derlerdi niye buraya geldiniz imam mı olacaksınız cenaze yıkayıcısı mı olacaksınız derlerdi, bununla bir yılgınlık gibi yaparak aba altından sopa gösterirlerdi. Ama hamdolsun bugünlere geldik ve bunun öyle olmadığını gösterdik.

Benim için imam hatip de okuyan da Galatasaray Lisesi'nde Kabataş Lisesi'nde okuyan da evladımdır. Bu zaten aldığımız terbiyenin de gereğidir. İmam Hatip ailesi öğrencinin ailesinden başlayarak hayatın her anında gece gündüz çalışarak bir dava adamlarının mücadelesi ile bugünlere gelmiştir. 

''DEĞERİNİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ''

Türkiye'nin tek parti devrinin hastalıklı zihniyetinden kısmen de olsa kurtulabildiyse imam hatipliler etrafında yürütülen mücadele sayesindedir. 

Sizden istediğim sadece bu millet için değil tüm insanlık için bir ışık bir üreticisidir. Kutlu dava yolunda verilen mücadelenin değerini asla unutmayacağız. 

Hayatlarını bu davalara adamış nice aksakallı büyüğümüzün hatıraları gözlerimizin önündedir. 

ERDOĞAN'IN CEZAEVİNDEN OĞLUNA YAZDIĞI MEKTUP

Pınarhisar cezaevinde olduğum dönemde oğlum Bilal Erdoğan'ın İmam Hatip Lisesi’nden mezuniyetine katılamamam nedeniyle bir mektup yazmıştım. Şimdi o mektubu size okumak istiyorum.

''Sevgili gençler sizin için bugünün ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Yanınızda olduğumu özellikle bilmenizi istiyorum. Yanınızdayım, çünkü ben de sizden birisiyim. İmam hatipliyim. Bu sıfatı hep onurla taşıdım. Bundan sonra da nerede hangi şartta olursam olayım onurla taşımaya devam edeceğim. 

Yanınızdayım; çünkü oğlum sizin aranızda, sizden biri. Bu sevinçli ama hüzünlü gününüzü bir kez daha kutluyorum. Hüznünüz, size reva görülen muameleden dolayıdır. Bu benim de bedenimde depreşen bir acıdır.

Şu anda cezaevinde bulunuyor olmaktan daha derin bir acıdır bu. Buraya kadar dayanan sevgili oğullarım kızlarım siz daha acısına da dayanacak yapıdasınız. Arkadaşlarınızın her biri bir yere savrulurken siz buradaydınız, imam hatip lisesindeydiniz.  Öyleyse üzülmeyin. Yarına ilişkin umutsuzluğa düşmeyin. Sizler birer meşalesiniz bu karanlık günlerimize. Değerinizi bilin ve koruyun.

Sevgili oğlum, oğullarım, sevgili kızlarım, sevgili gençler sizleri gerçekten çok seviyorum. Ellerinizin sıcaklığını ellerimde hissediyorum. Bir kez daha gününüz mezuniyetiniz hayırlı olsun derken geleceğinizin aydınlık olmasını diliyorum'' 

''HANGİ DERSLERİN OKUTULDUĞUNU BİLMİYOR, SAF SAF DURUYOR...''

Ana muhalefetin başındaki zat İmam Hatip liselerinde hangi derslerin okutulduğunu bilmiyor. İmam Hatip okullarından hangi derslerin okutulduğunu dair bilmiyor. Buralarda tarihi Kimya matematik felsefe derslerinin okutulduğunu bilir misin dedim. Saf saf duruyor. İşte neymiş Kadıköy’de 5-6 tane imam hatip okulu fazla derdi bu. Çamlıca’da bu cami gereksizmiş. Nereden nereye… Bu hesabı kalk bir de Kanuni’ye Fatih’e sorsana…

Bir ara öğrenci sayısı 600 bine çıktı sonra budadılar budadılar 60 bine indirdiler. Şimdi hamdolsun İmam Hatip Okulları şu anda 1 milyon 300 bin civarında bir öğrenci potansiyeline sahip hale geldi. Şimdi temeimiz niteliği de arttırmak. Ne yazık ki bu camiadan mezun olduğu halde bu kadar imam hatipe ne gerek var diyen zavallılar da var. 

İmam Hatip binalarının kapılarına kilit vurdular ama milletimizin gönlündeki ateşi söndüremediler. Bugün bin yıl sürecek denen 28 Şubat zihniyetinden geriye pek bir şey kalmadı ama köklerini kurutmaya çalıştıkları medeniyet ağacımız yaşamaya devam ediyor. Galip olarak sadece Allah'tır bunu bilseydiler bunu söyleyemezdiler. 

TEMEL KARAMOLLAOĞLU'NA 'TARİHİ' CEVAP

Birisi çıkmış diyor ya, 'Büyük Çamlıca'ya 60 bin kişilik caminin ne gereği var ' Nereden nereye... Bu hesabı kalk bir de Kanuni'ye sorsana, bu hesabı kalk bir de Fatih'e sorsana... 

''EN UFAK SARSINTI DA MERKEZİ BIRAKIP BAŞKA YERLERE KAÇMAYACAK''

2002’de göreve geldiğimizde imam hatiplerin ortaokul kısmı yoktu. Biz skordan ziyade kaliteye ve içeriğe önem veriyoruz. 

Biz rükûdan başka yerde eğilmeyecek başlar gibi bir nesli yetiştirmemiz lazım bu yolda çok çalışmamız lazım. İmam Hatipli demek aynı zamanda dava adamı olmak demektir. Öğrendiklerinden hareketle nerede durduğunun farkında olacak ve davasını hayatında yaşayacaktır.

En ufak bir sarsıntı da merkezi bırakıp başka yerlere kaçmayacak. Şu anda bakıyoruz bazı yerlerde seçimlerde falan hemen anında sendika değiştirmek falan herkes bir yere savrulmaya başladı. Bu dava adamı olmak demek değil. Böyle olur mu?

Kaynak: HABER7.COM

Editör: TE Bilisim