Son günlerde İdlib'deki Türk gözlem noktalarına yönelik Esad rejiminin saldırıları artarken, önceki gün bölgedeki 10 numaralı gözlem noktasına rejim güçleri saldırı düzenledi. Top ve havan atışlarıyla gerçekleştirilen üç ayrı saldırıda 1 asker şehit oldu, 3 asker ise yaralandı. Saldırıların ardından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) anında karşılık vererek bölgeyi ateş destek vasıtalarıyla ateş hattına aldı. Saldırıların, S-400'lerin Türkiye'ye teslim edilmesine sayılı günler kala ve G20 zirvesinin ilk gününde yapılması dikkat çekti. Saldırının zamanlamasını ve amacını uzmanlara sorduk.

“TÜRKİYE'Yİ BASKI ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar: Rusya'nın etkinliği ve haberi olmadan Suriye rejiminin özellikle Türkiye'yi hedef alması ve saldırı yapmasının çok mümkün olmayacağını öngörüyorum. Zira Rusya'nın rejim üzerindeki gücü biliniyor. Rusya'nın bilgisi olmadan İdlib'e saldırı mümkün değil. Daha önceleri de İdlib'deki Türk gözlem noktalarına saldırılar yapıldığında, Rusya ise bu saldırıların ‘provokasyon' olduğunu belirtmişti. Türkiye ise artık cevap vereceğini vurgulamıştı. Böyle bir saldırıyla önceki gün de karşı karşıya kaldık. Türkiye bu fili durum karşında ciddi anlamda bir karşılık verdi. Bu şekilde Türkiye'yi baskı altına almaya çalıştıkları gözüküyor. Hatta bir şekilde Türkiye'yi çatışmaların içerisine çekmeye çalıştıkları ve hareketlenen sığınmacılar üzerinden baskı altına almaya çalıştıkları gözüküyor. Ancak Türkiye'nin de eli kolu bağlı değil. Sahada Türkiye refleks üretmeye başladı. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin geliştiği veya iyileştiği bir noktada Rusya'nın Türkiye'ye karşı bir balans ayarı yaptığı gözüküyor. Diğer saldırılarda da böyle bir fotoğraf vardı. Türkiye'nin ABD ile Rusya arasında kaldığı temel bir zorluk fotoğrafı var. Her ikisini de memnun etmenin güç olduğu bir temel denklem üzerinde Türkiye'nin bir denge arayışı var. Bu da doğal olarak bu tür sonuçlar üretebiliyor. İdlib sadece İdlib değil artık. Siyasi konjonktürden çok fazla etkileniyor. Birileri Türkiye'nin bölgedeki gözlem noktaları ve sığınmacılarla ilgili hassasiyetlerini çok iyi bildikleri için Türkiye'yi buralardan baskılamaya ve ayar vermeye çalıştığını görüyoruz. Bu sadece Rusya ve İran ile ilgili bir tanımla da değil, İdlib kökenli gruplara baktığımız zaman 170'den fazla örgüt var. Bu 170'den fazla örgütün Körfez ülkeleri, ABD, PKK/YPG ve bölgedeki pek çok ülke ile doğrusal ve asimetrik bağlantıları var. Herhangi birisi çok rahatlıkla Türkiye'nin manipüle edileceği gibi Türkiye'ye karşı provokatif eylemlerde, saldırılarda bulunabiliyor.

Kaynak: IHA

Editör: TE Bilisim