Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca "yaz aylarında oluşan kötü ozon kirliliğine" ilişkin hazırlanan kitapçıkta, ozon kirliliğine karşı alınması gereken tedbirler sıralanarak, vatandaşlara önerilerde ve uyarılarda bulunuldu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk tarafından hazırlanan ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TÜÇEV) tarafından basım ve dağıtımı gerçekleştirilen "Yaz Aylarında Oluşan Kötü Ozon Kirliliği" konulu kitapçıkta, yeryüzünde ikincil kirletici olarak meydana gelen ozonun, yeryüzüne yakın seviyede oluşması durumunda insan sağlığını, bitkileri ve malzemeleri tahrip ettiği anlatıldı.

"15 MAYIS-15 EYLÜL" UYARISI

Ozon kirliliğine sebep olan en önemli maddelerden uçucu organik bileşiklerin, taşıtlarda yakıtların tam yanmaması, yakıt depoları ile petrol istasyonlarındaki depolardan benzinin ve mobilya sanayinde kullanılan uçucu organiklerin buharlarının buharlaşması sonucu oluştuğu belirtilen kitapçıkta, özellikle şehirlerde 15 Mayıs-15 Eylül tarihleri arasında benzin istasyonlarında benzin depolarının dolumu ile araç depolarının dolumu esnasında önemli miktarda benzin buharı ile uçucu organik maddelerin atmosfere karıştığı aktarıldı.

Kitapçıkta yer alan bilgilere göre, taşıt sayısının artışı ile orantılı olarak çoğalan benzin istasyonlarının yoğun olduğu bölgelerde söz konusu tarihler aralığında hava şartlarına bağlı olarak ozon konsantrasyonu, özellikle öğleden itibaren yüksek seviyeye ulaşıyor ve akşama kadar da aynı seviyede kalıyor.

Yaz aylarında, şehir içi bölgelerde ozon konsantrasyonu sıcaklık artışına paralel olarak artıyor ve kötü ozon kirliliğinin özellikle öğleden sonra pik değerlere çıktığı görülüyor.

BENZİNLİ ARAÇLAR İKİ KATI FAZLA KİRLETİYOR

Kitapçıkta benzin istasyonlarının yanı sıra özellikle benzinli ve LPG'li araçların ozon kirliliği oluşturma tehlikesine de dikkat çekildi.

LPG'li araçlarda en büyük ozon oluşturma potansiyeline sahip kirleticilerin etilen, propilen, propan, n-bütan ve izobütan olduğu aktarılan kitapçıkta, tekniğine uygun işletilmeyen çöp depolama alanlarında oluşan metan gazının da hem küresel ısınmaya hem de kötü ozon kirliliğine neden olduğu ifade edildi.

Bakanlıkça Türkiye'de 38 ilde 98 noktada kötü ozon kirleticilerinin ölçümlerinin yapıldığı ve online olarak izlendiği aktarılan kitapçıkta, ozon kirliliğinin saatlik ortalama "65 µg/m3" seviyesine çıktığı zaman, halkın sağlığı açısından kamuoyuna duyurulması gerektiği vurgulandı.

"BENZİNİ GECE ALIN"

Ozon kirliliğini azaltmak üzere vatandaşlara yönelik tavsiyelerin de sıralandığı kitapçıkta, fosil yakıtların yakılması sonucu oluşan NOx ile uçucu organik bileşikler (VOC) kirletici kaynaklarının kontrol altına alınması gerektiği vurgulandı.

Bu kapsamda söz konusu kirletici kaynakların oluşumuna neden olan istasyonlarda özellikle ozon kirliliğinin olduğu aylarda tanklara tankerlerle dolumun gündüz yerine gece saatlerinde yapılması ve istasyonlarda yerlere benzin ve motorin dökülmemesi gerektiği aktarıldı.

Taşıtlarda kullanılan LPG'de standardizasyona gidilmesi ve özellikle LPG'de bulunan propilen miktarına sınırlama getirilmesi gerektiği belirtilen kitapçıkta, akaryakıt ana dağıtım firmalarının "benzin buharı geri dönüşüm düzeneği" kurması ve benzine solvent ilavesinin mutlaka önlenmesi gerektiği ifade edildi.

Kitapçıkta, ozon kirliliğinin olduğu aylarda araç sahiplerinin gündüz yerine gece saatlerinde benzin alması önerisinde bulunularak, bu kapsamda araçlara benzinin saat 20.00 ile 07.00 aralığında alınmasının tercih edilmesi gerektiği kaydedildi.

"YAZIN BU SAATLERDE SPOR YAPMAYIN"

Yaz aylarında ortaya çıkan kötü ozon kirliliğine yönelik vatandaşlara önemli uyarıların da yer aldığı kitapçıkta, "15 Mayıs-15 Eylül tarihleri aralığında saat 10.00-17.00 arasında havanın açık, kuru, sakin ve sıcak olduğu günlerde trafiğin yoğun olduğu bölgelerde yürüme, koşu ve egzersiz gibi spor yapmayınız." ifadesine yer verildi.

Kitapçıkta, kötü ozon kirliliğinin insanlar üzerinde yarattığı sağlık sorunları hakkında da bilgiler paylaşıldı.

Buna göre, burun ve boğazdaki tükürük membranlarını ciddi bir şekilde tahrip ederek solunum yolunu etkileyen yüksek derecede reaktif bir gaz olan ve ciğerlere kadar ulaşan ozonun yüzde 90'ının solunum yolu ile dışarı atılamaması nedeniyle hassas akciğer fonksiyonlarında zarar, iltihaplanma, kırmızı kan hücrelerinin yapısının değişmesi, faranjit, laranjit, göz, burun ve gırtlak tahrişine, öksürüğe ve göğüs rahatsızlığına sebep oluyor.

Kaynak: HABER7.COM

Editör: TE Bilisim