Ardeşen’de bazı siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi kararı protesto edildi.

Ardeşen Dolana Deresi üzerinde kurulan çadırda düzenlenen imza kampanyasının ardından Cumhuriyet Halk Partisi, Saadet Partisi ve İyi Parti İlçe Teşkilatları tarafından ortak basın açıklaması yapıldı.

İmza kampanyası ve basın açıklamasının yapıldığı programa CHP Ardeşen İlçe Başkanı Tahsin Ocaklı, SP Ardeşen İlçe Başkanı Hamza Eksilmez, iyi Parti Ardeşen İlçe Başkanı Mehmet Zeki Demiroğlu, Ardeşen Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Tahsin Bekir Yazıcı, sivil toplum örgüt temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

CHP Ardeşen İlçe Başkanı Tahsin Ocaklı, “Özelleştirme karşıtı bu imza kampanyası ve basın bildirisine katıldığınız için teşekkür ediyorum. Millilik ahkam kesmekle olmuyor. İşte millilik böyle oluyor. Bütün siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları davet edildi. Ardeşen’deki STK’lar bizimle aynı görüşte olmalarına rağmen kendilerine gelecek baskıdan dolayı buraya gelmeye rıza göstermediler.” Dedi.

Açıklamayı Saadet Partisi Ardeşen İlçe Başkanı Hamza Eksilmez yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer verildi…

Hükümet Şeker Fabrikalarını satmak istiyor! Peki, bu karar çiftçinin kalkınması, ülkenin menfaatleri gözetilerek mi alındı? Bu fabrikalar zarar ediyor da bu zarardan kurtulmak için mi satılıyor? Maalesef hiç biri değil!

Amerikan CARGİLL firması Türkiye'deki Şeker Fabrikalarının satılmasını istedi! Biz de satılmasına mani olmak için buradayız, birlikteyiz. Şeker fabrikalarını özelleştirilmesine basit bir özelleştirme gibi bakamayız. Şekerin stratejik bir ürün olduğunu, şekerin hammaddesi pancar üretiminin çiftçimiz için hayati bir önemi olduğu kadar hayvancılık açısından vazgeçilmez besin kaynağıdır. Şeker dışa bağımlı olacak bir ürün değildir. Yerli üretimi korumaktan başka çare yoktur.

Mısır şurubunun kotalarının artırılarak şeker piyasasını tamamen kendi kontrolüne almaya çalışan ABD'nin küresel şirketi CARGİLL’in Şeker Pancarının üretiminde ekonomiye çarpan etkisinin mısıra göre çok düşük olduğunu söylüyor. Türkiye'nin şeker pancarından zarar ettiğini ortaya koymaya çalışan CARGİLL, nişasta bazlı şekerlerin kotasının ilk planda 400 bin tona çıkarılmasını, şeker fabrikalarının özelleştirilmesini ve şeker kotalarının da bir an önce kaldırılmasını talep etti. Şeker pancarı aleyhine şok tespitlerde bulunan CARGİLL, doğrudan olmasa da dolaylı yoldan Türkiye'nin şeker ihtiyacını pancardan değil, mısır nişastasından karşılamasını savundu! İktidar da buradaki gizli oyunları göremeyerek 14 Şeker Fabrikamızı satmaya karar verdi.

Stratejik bir ürün olan Şeker Pancarı üretim kısıtlaması hatırlanacağı gibi Kemal Derviş zamanında getirilen “15 günde 15 yasa” ile başlamıştı. Önce pancar ekim alanlarına sınırlama getirildi. İnsanımız pancar ekiminden çekildi. Ardından NBŞ ile tanıştık. Amerikan CARGİLL firması genetiği değiştirilmiş mısır şurubu şekerini evlerimize soktu. Bunların insan sağlığına zararlı olduğuna ilişkin yüzlerce rapor yazıldı. Bunu bilen Batılı ülkeler Bu yüzden, NBŞ şekerlere dünyada kotalar uygulanmaktadır.

Fransa, da % 0 izin yok, Almanya’ % 2’ye kadar, ABD’de kota %5,16,  AB ortalaması % 5,3 Türkiye’de %10 olup Bakanlar Kurulu kararı ile %15 e kadar çıkarılabilmektedir. Nitekim 2015 te artış %30 a yaklaşmıştır. 14 Şeker Fabrikası kamuoyunun bütün itirazlarına rağmen yangından mal kaçırırcasına satılmaya çalışılıyor.”

Şeker Fabrikaları Milletindir satılamaz! Şeker Fabrikaları Türkiye'nin Milli meselesidir. Yerli ve Milli olma sözleri nerede kaldı? Milli Tarım Politikasına ne oldu? Şeker Pancarı üretimi Milli bir ürün değil mi? Satış listesine konan Ilgın Şeker Fabrikasının geçen yıl 33 milyon TL kar ettiği açıklandı. Kar eden fabrika niçin satılır? Satmak bir yana kapasitesini artırmak gerekmez mi? AB son 10 yılda Şeker sektörünü yeniden ayağa kaldırırken ülkemizde ise son fabrikalar da satılıyor!

Türkiye, pancardan şeker elde edebilecek ülkeler arasında en avantajlı ülke iken böyle bir özelleştirme neticesinde pancardan şeker üretme imkânını kaybedecektir. En önemlisi ise Türkiye kendi ürettiği ve güçlü olduğu şeker pancarından vaz geçerken hem ithalatçı duruma düşecek hem de sağlık açısından zararlı olan Mısır Şekerine mahkûm olacak.

Şeker fabrikalarını özelleştirme kararı, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'nun raporu ile de büyük bir çelişki oluşturuyor. Basın tarafından ortaya çıkarılan Bilim Kurulu raporunda, nişasta bazlı şekerlerin insan sağlığına büyük zararlarının bulunduğu belirtildi. Kotaların düşürülmesi ve NBŞ'nin gıda maddelerinde kullanımının sınırlanmasını istemişti. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ise nişasta bazlı şekerlerin tüketimini daha da artıracak.

NBŞ başta Kanser, obezite, alzheimer, kalp, astım, baş ağrısı gibi birçok hastalığa sebep olmaktadır. Son 15 yılda yapılan özelleştirmeler ülke istihdamına ve üretimine bir katkı sağlamazken özellikle gıda sektöründe yapılan özelleştirmeler ise ülkenin yerli üretimine büyük darbe vurdu.

Özellikle Et ve Süt Kurumu'nun ve süt sektöründe yapılan özelleştirmeler, bugün ülkeyi hayvancılıkta ve et üretiminde ithalatçı bir konuma getirdi. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi de ülkenin pancar üretiminden çekilmesini gündeme getirerek, Türkiye, şeker ihtiyacını tamamen mısırdan yapılan nişasta bazlı şekerlerden karşılamaya başlayacak. Toplum olarak büyük tehlike altındayız.

Şekerde durum böyle iken bölgemizi ilgilendiren özellikle son 2 yılda altın çağını yaşayan 212 bin üreticinin 835 bin dekar alan üzerinde ürettiği yaş çaydan üretilen yıllık 250 bin ton kuru çaya karşılık 270 bin ton olan iç tüketimin 30 bin ton Kısımının ithalat ve kaçak çay girişlerinden karşılandığı bilinmektedir. İlk etkisi üretimin düşülmesi olarak yansıyacak olan organik tarım dayatmalarının kuru çay imalatının aşağı çekilerek ithalatın önünün açmak ve ÇAYKUR’un satışının  alt yapısının oluşturulmasından endişe etmekteyiz.     

Bu itirazlar dikkate alınmaz, Hükümet yanlışlıkta ısrar ederse Şeker fabrikalarının birçoğu kapanır ve Türkiye pancar üretiminden çekilir.

Her şeyi bir tarafa bırakalım ABD merkezli Cargill, “şeker fabrikalarınızı özelleştirin” diyorsa durup bir düşünmemiz gerekmiyor mu? Elin Amerikalısı ısrarla niye fabrikalarımızın satılmasını istiyor?

Avrupa Birliği'nin son 10 yılda şeker sektörünü yeniden yapılandırarak, fabrikaların kapasitelerini artırırken Türkiye'de 14 fabrikanın daha üretimden çekilmesi demek Türkiye'nin şekerde AB'nin ve nişasta bazlı şekerlerin açık pazarı haline gelmesi demektir.

Şunu herkes iyi bilmeli ki;  çayla şeker kardeştir. Çözüm; Millî Şeker fabrikalarının teknolojik alt yapılarının yeniden gözden geçirilerek pancar üreticisi, şeker işçisi ve kamunun içinde yer aldığı bir yeniden yapılanma modelinin hayata geçirilmesi ve şeker pancarına stratejik ürün tanımlaması yapılmasıdır.

BU GEREKÇELERLE ÖZELLEŞTİRMENİN DURDURULMASINI İSTİYORUZ

Editör: TE Bilisim