İhanet gecesi Ankara Zırhlı Birliklerde vatanperver direnişiyle milletin gönlünde taht kuran, tankların dışarı çıkarılamaması için sadık askerlerine ‘bozun’ emrini veren Binbaşı Barış Dedebağı o günü gazetemize için yeniden anlattı.

Konuşmasının başında ‘kahraman’ kelimesinin çok ağır bir kelime olduğunu bu teveccühe layık olabilmeyi dilediğini belirterek alçakgönüllülüğünü bir kez daha gösteren Binbaşı Barış Dedebağı o geceye dair önemli açıklamalar yaptı:

“15 Temmuz öncesindeki hayatımı korkunç derecede arıyorum. Bunu dışarıdan bakan birinin anlaması zor olsa gerek. 13 yaşımda silahlı kuvvetlere girdim, 42 yaşında bir travma ile hayal etmediğim şekilde ayrılmak zorunda kaldım. 42 yıllık hayat, 28 yıllık -okul dahil- askerlik hayatı, kameralara yansıyan 3-5 saniyelik birkaç kareden ibaret değil. Zırhlı birliklerde yaşananlar da birkaç saniyeden ve kameralara yansıyanlardan ibaret değil.

Diyorlar ki ‘Bu bir tiyatrodur. Birinin askeri bunlar, kamera getirmişler. Çıkmışlar televizyonlarda şov yapıyorlar’. Yine diğer taraftan ‘bu adamın zaten emekliliği gelmişti, iktidara yaranmak için emekli oldu gitti’ diyenler var. Yine askerin içerisindeki FETÖ’cülerin ön ayak olduğu hâlâ hainleri general ve albay rütbesiyle algılayıp, ‘tutuklu, elleri bağlı bir generale vurulur mu’ gibi bazı söylemlere vermek istediğim ciddi cevaplar var. Bir yalanını yakaladığım insanın bin doğrusunu sorgularım. O yüzden ben de safiyane duygularla benim şu konularla en başından beri bir yalanım yakalansın ülkeyi terk etmeye ve her türlü biçilecek cezaya hem dünyada hem ahirette hazırım.

Eğer ben kamera getirtecek olsaydım… Saat 3 ila 6 arasında bütün Etimesgut halkının gözü önünde benim yaşadıklarım hiçbir görüntüde yok. Darbeciler nizamiyeden tankları çıkarmak isterken nizamiyede direnen arkadaşlara destek oldum, darbecilerin cüretini kırdım, direnişi başlattım, darbecilerin üzerine korku yaymak için tabancamdaki bütün şarjörü boşalttım. Bunlar hiçbir görüntüde yok.

İKİ AY MOSMOR GEZDİM

Halktan bir kısım beni darbeci zannetti. Aslına bakarsanız ben ateş açmadan önce halka döndüm şöyle bir hitapta bulundum, “Allah aşkına buradan ayrılmayın, bu hainler tankları çıkaracak, beraber ölümüne burada direnelim” dedim. Döndüm silahımı boşalttım. Şarjör bitince beni duymayan, yanlardan, uzaklardan gelenlerden ensemden korkunç bir yumrukla yere düştüm. Orada ben iki ay kaburgalarım, göğüsüm mosmor gezdim. Utancımdan kimseye bir kelime etmedim. Beni korumak için polislerin aldıkları polis otosu bile darmadağın oldu, kaportaları eğildi, camı kırıldı, benim halimi düşünün.

Darbecilere o kadar iyi, beyefendi muamele yapanlar, sabah o saatlerde bile, hani sözde ‘Barış Dedebağı ve ekibi her şey bittikten sonra geldi’ diyenler var ya, polislerle biz içeri girerken ağaçların arasından bizim girişimizi engellemek ve durdurmak için ateş açıyorlar. Orada kameraman çekimi kesiyor. Mevzi mi alıyor ne yapıyorsa. 9 dakika girişimizi geciktiriyorlar. Bu 9 dakika içerisinde olanları da ben sonradan öğrendim.
Tümeni ele geçiren üst kurmay tabakasının generali ve kurmayları helikopter indirebilecekleri yere kaçırıyorlar. Öyle ilginçtir ki helikopter daha sonra koskoca tümen içerisinde nokta olarak darbecilerin götürdüğü yere de iki sefer inmeye kalkıyor. Hatta birkaç albayım benim yanımda camın dibinde birkaç kez helikopterin inişini engellemek için mevziye girdi. Hâlâ o saatte bile helikopteri aşağıdan yönlendirenler var. Kim? Ben bunları bilmiyorum. Girişimizi engellemek için sabaha karşı tümenin içinde ateş açan kim? Biz bunları hâlâ bilmiyoruz.
Olayı belgelemek için kim nerede ne yaptı, belgelemek için kamerayı kullanıyoruz. Biz o kameranın savcılıklarda delil olarak kullanılacağından öte bir şey düşünmüyoruz o anda. Ama ne oldu biliyor musunuz daha ikinci gün disiplin soruşturmaları başlatıldı.

Görüntüler yayınlandıktan sonra birçok insan “O görüntüleri görünce ordunun içerisindeki milli askerlerin hainlere karşı geldiğini ve bizimkilerin kazandığını anlamaya başladık” dediler. Birçok insan askere olayın hemen ertesi günü sempatiyle bakmaya başladı. Bu görüntülerin halktı rahatlatan psikolojik etkisini inkâr etmek haksızlık olacaktır.

Bu kadar, 40 yıl içerisinde tohumu ekilmiş, filizlenmiş ve zirveye ulaşmış bir örgütün 10-12 ay gibi bir süre içerisinde tamamen ve mükemmel bir şekilde temizlenmesini beklemek çok büyük haksızlık olur.
Silahlı kuvvetlerde FETÖ’cü yok desem herkes bana gülerler. Çocuklar dahi güler. Silahlı kuvvetlerde hâlâ FETÖ’cü var.

Kaynak: IHA

Editör: TE Bilisim